Vahdettin Engin
“Lozan Antlaşması mevcut şartlar altında bir başarıdır. Türkiye’de maalesef tarihe bakarken gerçeklerin yerini algılar alabiliyor. Dolayısıyla algılar söz konusu olduğunda da insanlar var olan bilgi kirliliğinden etkilenmektedir.”
Sayfa 211 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Keşke Yunan galip gelseydi (!)
Yunan işgalinde neler olduğu, bizzat bir Yunan tarafından, araştırmacı gazeteci Tasos Kostopoulos tarafından belgelendi.
1919-1922 Savaş ve Etnik Temizlik adını taşıyan bu belgesel kitapta, bizzat işgale katılan Yunan askerleri anlatıyordu...
"Uşak yakınlarındaki köyde Türk kadınları, çocuklar ve yaşlılar camiye kapanmıştı. Bizim askerler arasındaki reziller etraftan ot topladılar, sonra da otları yakıp caminin penceresinden içeri attılar. İnsanlar dumandan dışarı koşuştular. O zaman da bizim reziller kadın ve çocukları atış talim tahtasıymış gibi ateş etmeye başladılar."
"Eve girdim. Ölü bir Türk ihtiyarın cesedi üzerinden geçtim. İçeriden sesler geliyordu. 10 kadar askerimiz bir Türk kızının eteklerini kaldırmışlar, zorla dans ettiriyorlardı. Beni görünce 'gel sen de mezeden tat' dediler 'ayıp' dedim Türk kızı yanıma koştu, ayaklarıma kapanarak 'kurtar' dedi askerlere yalvardım, kadındır yapmayın dedim. Biri süngüsünü çıkarıp bana yöneldi. Kaçmak zorunda kaldım. Kızın çığlıklarını unutamadım "
...
"Bazılarımız Roma'yı yakan imparator Neron gibi mutluydu. Emir açıktı. Neyi taşıyamıyorsanız yakın... Onca köyde yaşlılar, hastalar, çocuklar ne yaptı, meçhul."
"Köye girdik.
Kızlara ailelerinin gözü önünde tecavüz edildi.
Askerlerimiz yağmaladıkları İpek yorganlarda yattılar."
"Türkler korkudan ailelerini geceleri mezarlıklarda saklıyorlardı. İki askerin tecavüz etmeye çalıştığı kızı kurtardım. Annesi koşarak ellerimi öpmeye başladı. Az ileride diğer iki kızı cansız yatıyordu."
Sayfa 117 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Kasım 2018, 6.BasımKitabı okuyor
Akın oldu mu , savaş başladı mı , Türkler ara bindi mi artık onların gözleri yalnız ileriyi görür , geride bıraktıları çocukları , evdeşleri , anaları akıllarına gelmezdi.
Sayfa 144Kitabı okuyacak
Gerçekten türkler itilaf devletleri tebaası hakkında hiçbir zaman sert tedbirler almadı.
"İyi düşünmek için esasen yalnız kalmak gerekir. Maalesef Türklerin böyle bir kabiliyeti yoktur. Türkler, yalnız olmamanın getirdiği garantiye, yani tehlikeden uzak yaşamanın konforuna güvenir ama bu da yaratıcılığı öldürür."
