Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" İnsanlar gezip görmeli, bu sadece paralı sınıflara yönelik bir ayrıcalık olmaktan çıkmalı, eğitimin bir parçası olmalı. "
" İnsan, tarihi okumak ve yazmak kadar görmek de ister. İnsanoğlu maziyi merak eden mahlûktur. "
Reklam
" Tarih yapan Türklerin henüz tarihi yazılmadı. "
" Biz Türkler, her şeyi taklit ederiz fakat kaybolmayız. Çünkü dilimiz çok özgündür. "
" Milli bilinç yaşanmış tarihi, siyasi ve ekonomik coğrafyayı bilmekle oluşur. Tarih bilgisi ve bilinci olmadan bir toplumun kültürel kimliğini saptaması son derece zordur. "
" Türkler tarihin her safhasında görünen, tarihi inşa eden kavimlerden biridir. "
Reklam
" Hiç kimse kusura bakmasın, eski tarihimizle övünürüz; hakkımızdır. "
Sosyal strateji alanında Neo-Şamanist gruplar geniş bir tedavi serisi, insani sırrın gelişmesine veya kişinin değişimine (transformation) ayrılmış, onlara hasredilmiş merkezler üzerinde ısrarla dururlar. Özellikle ve öncelikle bu sebepten dolayı dinî gruplardan ziyade terapi grupları olarak dağılıp parçalanmışlardır
Yani buz üstünde durmak istiyorsanız, evvela paten kullanmayı öğrenmeniz lazım.
Osmanlılar'ın tarım ve ticarete yabancı kaldıkları, Türklerin yalnız asker veya göçebe oldukları biçiminde dar ve bağnaz görüşlerin en son yayınlarda dahi tekrarlandığını bugün hayretle görmekteyiz. Bu görüşleri düzeltmek için şu olguları anımsamak yeter: Daha ilk dönemde Orhan'ın kurduğu yaya ordusu, Türk çiftçilerden oluşmaktaydı.
Reklam
Hüsrev-i Nûşirevân ava gitmiş, kebap yapıyorlar fakat tuz yok, kullar bir köye gidip oradan tuz getirecekler; Hüsrev, “Tuzun bedelini doğru dürüst ödeyin” diyor. Maiyet, “O kadar tuzdan ne olacak?” deyince Hükümdar, “Melik köylünün bağından bir elma koparıp yese, kullar arkadan gelip bütün ağacı devirir” diye cevap veriyor. Bu, yağmacılığın yukarıdan aşağıya nasıl yayıldığını anlatan güzel bir cevap...
"Türkler iyi sanatçılardı, bunu kimse inkar edemez. Ayrıca sanatçılara karşı her zaman saygılı davranıp onları ve benzer bir şekilde rahipleri ve din adamlarını da korumuş ve onları saraylarına, başkentlerine götürmüşlerdir ve bu, bir biçimde, sunulan bir onur olmuştur. Türkler antika toplamak ve oldukça tutkulu koleksiyoncular olmak gibi eski zamanlarda oldukça ender görülen eğilimlerin de taşıyıcısı olmuşlardır. XV. yüzyılda Osmanlılar, XVII. yüzyılda Büyük Moğollar, Avrupa resim sanatına büyük bir ilgi göstermişler, sanat eserleri satın almışlar, birbirlerine hediye etmişler ve sanatçıları ülkelerine davet etmişlerdir. Ortaçağda Selçuklular, Yunan-Roma heykelleri toplamışlar, bunlarla şehirlerinin ve saraylarının duvarlarını süslemişlerdir; dünyanın başka bir yerinde kim Türklerden daha fazla geçmişin eserlerine ilgi göstermiştir?" #türklerintarihi #jeanpaulroux
Enteresandır ve doğrudur, hafızası olmayan toplumların nerelere gideceğinin, sürükleneceğinin, dahası neler yapabileceğinin hesabı olamaz.
Evet, tarih belki tekerrürden ibaret değil, çünkü "Aynı nehrin suyunda iki kere yıkanmıyoruz" demiş İyonyalı filozof. Böyle bir cümle sarf etmiş ama netice itibariyle ırmaktan sular hep belirli bir mecrada akıyor, debisi belli ve bazen bunun büyük ölçüde değişmesi çok zaman alıyor.
"Bizim hayalî Türk kahramanlara ihtiyacımız yok; her devirde, coğrafyanın her yerinde varız zaten."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.