Sınıf arkadaşları, üç yüz elli altı tane daha yaparak turnaları bine tamamladılar ve onları Sadako ile birlikte gömdüler. Böylelikle arkadaşlarının isteği, bir şekilde yerine gelmiş oldu. Sadako insanların kalbinde çok daha uzun süre yaşayacak.
Tavanda asılı duran turna kuşu sürüsüne baktı. Sadako onları seyrederken, kuşlar, sonbaharın hafif rüzgârıyla hışırdayarak sallandılar. Sanki canlıydılar da açık pencereden uçup gideceklerdi. Ne kadar güzel ve özgürdüler! Sadako içini çekti ve gözlerini kapattı.
Reklam
“Yarın...” diyebildi. Oysa yarın, o kadar uzak görünüyordu ki...
“Göreceksin iyileşeceğim ve bir gün rüzgâr gibi koşacağım,” dedi.
Sadako, herkesi üzüyorum, diye düşündü ve eskisi gibi olmayı diledi.
Reklam
Sadako buna inanmak için kendisini çok zorladı. Kuşları özenle katlamaya devam etti ve aynı istekte bulundu.
Sadako odada yalnız kalınca başını yastığa gömdü ve uzun uzun ağladı. Kendisini hiç bu kadar yalnız, mutsuz ve çaresiz hissetmemişti.
Sadako, kuşların gökyüzünün özgürlüğüne uçan ölülerin ruhları gibi göründüklerini düşündü.
Reklam
Aslında örümcek uğur getirirdi. Sadako, artık günün çok güzel geçeceğinden emindi. Örümceği dikkatle eline aldı ve dışarıya bıraktı. “Aptalca bir düşünce bu,” dedi Masahiro. “Örümcekler uğurlu değildir ki.” Neşeyle gülen Sadako, “Öyle mi sanıyorsun?” dedi. “Bekle de gör!”
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık.
Her sabah şimdi senin bahsini açıyorum Her gün bir turna olup göğünde uçuyorum...
"Dünyada delilerden başka kim bencil değildir, söyler misin? Yalnız, kimileri bu yanına açıkça gösterir, kimileriyse süsler, soslar, kamufle etmeye çalışır; hani atasözünde olduğu gibi: Bayır turp ve kekikle hazırlanmış ama turna aynı turna!"
Sayfa 188
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.