Gönlümü avutamadım, Seni söküp atamadım, Ben bahtını tutamadım, Yâr, seni unutamadım. Bahtın lütfuna ermişim. Gönlümü sana vermişim. Meğer ne çok severmişim, Yâr, seni unutamadım.
Verdiğim sözü tutamadım, verdiğim sözleri tutamadım. Kaybım çok büyük… Tutulmayan sözler gelecek günlerin takvimden silinmesine sebep oluyor. Pazartesi var, salı var ama çarşamba yok mesela, ayın beşi var, altısı yok. Günlerim eksik, eksiliyor.
Sayfa 76
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
"Yarım kalmış bir hikayenin,Yarım kalmış cümlesiyim." Selam Arkadaşlar; Bugün sizlere etkisinden kolayca çıkamayacağım bir kitap önerisiyle geldim.Ve hemen konuya geçmek istiyorum. İyi eğitim almış,kitap aşığı ve aynı zamanda sahaflık yapan Müşfik Baba kitaplarıyla vakit geçirmeyi ve içlerinde yaşanmışlıklar olduğunu bilip onlarla
Tripoliçe'nin Külleri
Tripoliçe'nin KülleriGüven Kemerkaya · Çınaraltı Yayınları · 037 okunma
Yoksulluk, miskinlik dolu bu aşağılık dünyada ilk kez bir güneş ışını, hayatımı aydınlattı sanmıştım. Ama ne yazık, bu güneş ışını pek de süreksiz bir parıltı oldu, bir meteordu sanki, bana bir kadın, daha çok bir melek kılığında göründü. Işıltısında kısa bir an, bir saniyelik bir zaman için hayatın bütün bedbahtlığını gördüm, azamet ve güzelliğini kavradım. Sonra da bu parıltı, pek de çabuk, karanlığın uçurumuna gömüldü. Hayır, bu süreksiz ışını kendime alıkoyamadım, tutamadım.
Yalınayak düşler gördüm dün Gecenin feryatları ağırdı Uyuyamadım.. Gökkuşağı siyah beyazdı Çocukların elleri mor Ağladım.. Yaşlı bir kartal havalandı
🫶🏻nefesimi tuttum kalbimi tutamadım. youtu.be/W8u3gpDAt10?si=...
Reklam
Düştüm ben.
“ kimi iyi etsem beni kötü etti. Kime su uzatsam beni susuz bıraktı. Kime elimi uzatsam çekti aldı elini benden. Düştüm ben. Hayatımın tam orta yerinde herkes gibi yürürken birden bire düştüm, kimse düştüğüm yerden kaldırmadı beni. Ellerini uzatanlar oldu , ama insanlara güvenimi öyle kaybetmiştim ki tuttuğum anda geri çekerler diye kimsenin elini tutamadım. ”
Sayfa 400
Toplumumuzda baba olmak(!)
Kimsenin oğlu gibi olamadım. Ne annemin ne babamın ne de kayınpederin. Ama baba oldum. Oğul olmak ne demek bilmiyorum ama bir oğlum var. Koca dana oldu şimdi. Doğduğu ilk gün aldım bunu kucağıma, dedim "Ben seni çok seveceğim, bunu da sana göstereceğim." Yapamadım. Seviyorum ama bunu ona gösteremedim. Öyle sokakta elini tutamadım, okula gönderirken yanaklarından öpemedim, omzuma alıp gezdiremedim. Yapamadım işte, denedim ama pek olmadı. Sanki oğlum benmiş aslında, benim çocukluğummuş da ben ona babalık ediyormuşum gibi hissettim. Hoşuma gitmedi o hal. Ama seviyorum çocukları, çok seviyorum.
Kalkıp bileklerimi ovdum kolonyayla Mürekkep balığını, uzayan saçlarımı Erinişimi düşündüm, marşlarla geçtin diye Üstelik, uygun adım, sonra beyaz gömlek Haki ceket, sen bir yerden bir yere Yalnız bileğimi ovmak için yürürdün Mürekkep balığı gözlük takarmış Seni evine alırsa memuriyeti yanarmış Saçlarım bir kere daha güzelmiş yine de Marşlarla ayaklar rap rap rapken Öyleyken, nasıl çıkaracağım bu kıymığı Bilmiyorum. 'Kalkıp çaya biraz su çektim Kusurluyum diye ihbar ettim kendimi Rap rap rap, uygun adım postallar Beni alıp sana yamarlar sandım Ağaç söküldü, ama meyvesi hâlâ meyve Yine de yok kimsede taş toplamak hevesi Sırtım savaş boyaları sürünmüş Üstelik önce kanatıp sonra sağaltmak için Dünya bir daha bir daha bir daha İz bıraktı sırtımda Ama sen bir de onun halini gör Kalkıp annemi aradım, güzelim dedi Sonra romatizma, tansiyon ve şeker Tutamadım kendimi öksürdüm Tutamadım adın ağzıma geldi Meyve çürüdü, ağaç da kalmadı içimde Marşlarla geçtin, kızıl bayraklarla Annemin elleriyle saçlarımı ördüm o zaman Bir baktım her şeyin kıyısında ve çıplağım Bir baktım ne haki ceket ne beyaz gömlek Ama yine de güzel, kendimi Kıymığından başka kaybedecek bir şeyi Olmayan biri olarak görmek Kalkıp bileğimi ovdum kolonyayla Çaya biraz su çektim, annemi aradım Kalbimin zehrini emip tükürdüm Adın ağzıma geldi, rap rap rap Kusurluyum diye ihbar ettim kendimi Kimsede taş toplamak hevesi kalmadı Dünya bir daha bir daha bir daha İz bıraktı sırtımda Ama sen bir de onun hâlini gör'
Gittin
Gittin... Ben arkandan sadece baktım. Oysa söyleyecek o kadar çok şeyim vardı ki... ’’gidersen, iyiye dair ne varsa içimde yitireceğim hepsini. Gidersen, sönecek içimdeki ateş ve bir daha hiç kimse yakamayacak. Gidersen, karanlığa mahkum edeceksin günlerimi. O karanlıkta yolumu kaybedeceğim...’’ diyecektim sana. Konuşamadım... Gittin... gidişini
Reklam
"Bana hep dediği "Sen beni yıkıntıların içinden çıkardın." cümlesinin kahramanı değilim artık. Beceremedim... Onu çıkaramadım enkazdan, tutamadım üşüyen ellerinden. Artık her şey yarım kaldı.."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.