Küçük gümüşten derelerdin sen, akıp gittin! İnce ince. Yitirdim seni. Daldırdım ellerini gölgeni tutamadım. Bırakmadın yüzünü sularda bile.
Sayfa 20 - YKY
Bir İyilik Harekâtı
Neyse arkadaşlarla kendi aramızda bir iyilik harekâtı yapalım dedik.Yapan sırayla yaptığı rakamı yazıp atacak yaptım diye :) 7.madde de çoğumuz sınıfta kaldı.Biri diyor ki şikayet etmesekte ama gülümsemesek olur mu diğeri :) tam saat 00:00 ye geliyor tutamadım kendimi şikayet ettim yarın tekrar niyet edecem vs.farkındalık kazanmak açısından da güzel oldu odaklandık etmemeye.Neyse öyle işte #239786644 bu ileti aklıma bunu getirdi kolay değil yani şikayetsiz olmak ama imkansızda değil biz alimlerin dediğini yapalım niyetimizi alalım.
Reklam
Yüzyüzeyken konuşuruz
Bi sabah uyandım yoktun arandım yoktun hala bulamıyorum Bugünüme vardım çoktan uyandım artık hiç istemiyorum Bi sabah uyandım yoktun arandım yoktun hala bulamıyorum Bugünüme vardım çoktan uyandım artık hiç istemiyorum Attığım mesajları ciddiye almadın dimi? Hayvan gibi içmişim yine tutamadım kendimi Yoktu hiç bir beklentim zaten olsaydı bile ne fark eder?
464 syf.
9/10 puan verdi
Bu kitabın bana hissettirdiklerini kelimelere dökemem
Okurken içim içime sığmadı. Bazı yerlerde gözüm yaşardı bazı yerlerde ise okurken gülümsememi tutamadım. Yazarın kalemini beğendim, akıcı bir roman. Karakterlerin geçmişlerini, travmalarını ve düşüncelerini okumak beni gerçek hayattan uzaklaştırdı. Kitapta Grace adında başrol kadın karakterimiz var şuanki eşi onu başka bir kadınla aldatıyor ama Grace hristiyan bir ailede büyümüş başta annesi olmak üzere ailesinden bir sürü kişi onu manipüle edip nasıl bu ilişkiyi "kurtarması" gerektiği hakkında konuşuyor. Grace daha önce düşük yapmış bebek sahibi olamamış ve o olaylardan sonra daha da içine kapanık hale gelmiş. Grace'in kocası Finn ayrılmaya karar verse de Grace, Tanrıya Finn'in onu tekrar sevmesi için dua ediyor. Ayrı arabalarla Chester denen kasabalarına gidiyorlar. Grace orada kasabanın "kötü oğlanı" Jackson ile tanışıyor. Jacksonın babası alkolik kendisi kasabadaki kadınlarla yatıp kalkan ve bir sürü boşanmanın sebebi olan belalı bir tamirci. Grace'in arabasının tamirhaneye çarpmasını engelledikten sonra tanışıyorlar ve ilk görüşte birbirlerinden nefret ediyorlar.
Yüz Karası
Yüz Karası
Brittainy C. Cherry
Brittainy C. Cherry
Yüz Karası
Yüz KarasıBrittainy C. Cherry · Martı Yayınları · 20222,093 okunma
Kimlerin ölüsü? Yakınlarımın, sevdiklerimin mi? Yabancıların mı? Bilmiyorum. Belki hepsi. Belki kendimi bile gömdüm. Ama bir çocuk ölüsü, ilk kez görüyordum. Tutamadım kendimi. Yol boyunca gözpınarlarımda birikmiş olan yaşlar birden boşandı. Bir çocuk ölüsü önünde, daha soğumamış, soğumasını yavaş yavaş avuçlarımda duyduğum bir çocuk ölüsü önünde tutamadım kendimi.
668 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 3 days
(Spoiler olacak) Mart ayının başlarında okumuştum. İnceleme yapmadığımı görünce yapmak istedim. Öncelikle Brandon Sanderson'dan okuduğum ilk kitap oldu. Genelde Elantris ile başlanması öneriliyor ama elimde bu varken bundan başlamak istedim. İyi ki başlamışım. Başlarda evrene adapte olmakta zorlansam da kitabı genel anlamda sevdim diyebilirim. Grubun o havasını da sevdim. Kelsier cidden güzel bir liderdi. Herkesin fikrini önemseyen, gerekirse kendisini feda eden birisiydi. Gruptaki herkesi de sevdim. Elend ise daha sonraları gelse de onu da sevdim ama en çok Kelsier'i seviyorum ben:) Ah, canım benim. Eh azıcık bir aşk gerekiyordu değil mi? Kitaba dahil olması iyi oldu. Vin ilk kitaba göre gayet başarılıydı. Güçlüydü ve yaşına rağmen de oldukça olgundu. Eh onu da seviyor olduğumu yazıp artık Kelsier'in ölümüne geçeyim... Kelsier... Resmen ağladım. Öleceğini biliyordum, spoi almıştım ama yine de kendimi tutamadım... Karakterler aramda bir bağ kurmuştum... Kendisini feda etti. Evren güzeldi, Brandon Sanderson abimiz iyi iş çıkarmış. Onun dışında da diyecek pek bir şey kalmadı. Eh diğer kitapları ne zaman okurum bilmiyorum ama fazla ertelemesem iyi olacak. Bakalım Lord Hükümdar'dan sonra neler olacak...
Sissoylu - Son İmparatorluk
Sissoylu - Son İmparatorlukBrandon Sanderson · Akılçelen Kitaplar · 20141,242 okunma
Reklam
....sana yazmaya başladığımdan beri üç kez kalemi bırakıp, atımı eyerletip ona gitmeye niyetlendim. Oysa daha bu sabah oraya gitmeyeceğime yemin etmiştim, ama durmadan pencereden güneşin ne kadar yükseldiğine bakıyorum. - Kendimi tutamadım, ona gitmek zorundaydım.
344 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 hours
Dağıtamıyor karanlığı özlemim bile Ey ak bulutların yansıması sen yoksun artık! Geri gelmiyor yaşantı ölümden sonra. Hiç boşalmış göller döner mi geriye? Küçük gümüşten derelerdin sen, akıp gittin! İnce ince. Yitirdim seni. Daldırdım ellerimi gölgeni tutamadım. Bırakmadın yüzünü sularda bile. Sen ışığıydın ülkemin, zakkum rengi... Kat kat oldum artık az giden uz giden... Çorak topraklarımı götürdün ey yağmur! Oysa bir demet kır çiçeğiydin sevgiden Pençe pençe dökülüp hava fişeklerinde. Umut tarlasıydın saçılmış gökyüzünde Titreşen başakların vardı yıldızlardan. Güneş bir tırpandı, biçti hepsini Denizler eriyip çöktü tekliğimizden Bulamadım yüzünü düşlerde bile.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriCahit Külebi · Bilgi Yayınevi · 2006751 okunma
Yoksulluk, miskinlik dolu bu aşağılık dünyada ilk kez bir güneş ışını, hayatımı aydınlattı sanmıştım. Ama ne yazık, bu güneş ışını pek de süreksiz bir parıltı oldu, bir meteordu sanki, bana bir kadın, daha çok bir melek kılığında göründü. Işıltısında kısa bir an, bir saniyelik bir zaman için hayatın bütün bedbahtlığını gördüm, azamet ve güzelliğini kavradım. Sonra da bu parıltı, pek de çabuk, karanlığın uçurumuna gömüldü. Hayır, bu süreksiz ışını kendime alıkoyamadım, tutamadım.
Sayfa 3 - YKY Yayınları
Ben seni belki sonra düşündüm evet ama aklımda tutamadım. Sağlığına
Reklam
Bi şiir!
Gurbet akşamları çökerken yine Aldatıp terk etmez eştir yalnızlık Tutunup sarılmak isterken düne Her gece gördüğüm düştür yalnızlık Ne ayın şavkı var ne doğan güneş Özlemler, sevdalar bağrımda ateş Bir ben tutamadım bir yıldızı eş
Fakat daha yirmili yaşlarımın başlarındaydım. Kendimi tutamadım.
Tatlı bir rüzgar esintisinde; kuş seslerini ve doğayı dinleyeceğimiz bir müzik keşfetmek üzereyken ve tam ritmi yakalamışken, kendisini henüz ve hala göremediğim bir kuş,tüm o müziğe karşı şarkısını söylemekte. Sanki. Asıl kuş benim, asıl ritm benim ve asıl doğa tüm bu şehirleşmeye rağmen bak burada der gibi. İnanabilmek mi? Yoksa nefesini tutup gözlerini kapatıp, kapılıp gitmek mi o ritme? Biraz daha sakinleştiren bu ses de uyumak mı istersin ya da daha fazlasını yaşamak mı? Tam o an da kanatlarının var olduğunu anlıyorsun. Tutmak isteyip kokusu içime çekmek, fakat uçacak. Korkmak mı? Hayır korkak değilim insanlar kötü. Ama der gibiydim, bekle der gibiydim, lakin sesim soluğum kesilmişti. Ve birazdan kanatlarını çırpıp uzaklaştı, yarım kalmış tüm şarkıları şiirleri de ve kalp ritmini kanatlanıp götürdü. Ve ben bi daha nefesimi tutamadım. Şarkı susmuştu, rüzgar dinmişti ve o ben kuş olmuştum onun kalbine konmuştum... Sanırım söyleyeceklerim bu kadardı...
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.