M*

M*
@tutunamayan__biri
Çare........................... bulunacaktır.
M*

M*

, thinking of reading a book
Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
Ölüm Bir Varmış Bir YokmuşJosé Saramago
7.8/10 · 11.8k reads
Reklam
350 syf.
·
Not rated
·
Read in 14 days
Mai ve Siyah
Mai ve SiyahHalid Ziya Uşaklıgil
7.9/10 · 26.8k reads

Reader Follow Recommendations

See All
Gerçekler, ne yaparsanız yapın, gizlenemezdi. Araştırıp kovuşturarak ortaya çıkarılabilir, işkence yaparak sizden sökülüp alınabilirdi. Ama amacınız hayatta kalmak değil de insan kalmaksa, sonuçta ne fark ederdi ki? Duygularınızı değiştirmeleri olanaksızdı; siz kendiniz bile değiştiremezdiniz duygularınızı, isteseniz bile. Yaptığınız, söylediğiniz ya da düşündüğünüz her şeyi en küçük ayrıntısına kadar açığa çıkarabilirlerdi; ama nasıl işlediğini sizin bile bilmediğiniz, yüreğinizin içi, sırrını korurdu.
Sayfa 183Kitabı okudu
Reklam
Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir.
Sayfa 183Kitabı okudu
İtiraf , ihanet değildir. Ne söylediğin ya da ne yaptığın önemli değil; yalnızca duygulardır önemli olan. Beni seni sevmekten caydırırlarsa, işte o zaman gerçekten ihanet etmiş olurum.
Sayfa 182Kitabı okudu
Özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmekti.
Parti, gözlerinizle gördüğünüze, kulaklarınızla duyduğunuza inanmamanızı söylüyordu. Bu onların en temel, en can alıcı buyruğuydu. ...Onlar haksız, kendisi haklıydı. Akılsızca da olsa, apaçık ve gerçek olanın savunulması gerekiyordu. Söz götürmez gerçeklere sarılmalıydı! Var olan somut dünyanın yasaları değişmezdi. Taş sert, su ıslaktı, desteksiz nesneler yere düşerdi.
...Sonunda Parti iki kere ikinin beş ettiğini söyler siz de buna inanmak zorunda kalırdınız. Önünde sonunda bunu söylemeleri kaçınılmazdı:İçinde bulundukları konumun mantığı bunu gerektiriyordu. Felsefeleri, yalnızca yaşananların geçerliliğini değil, gözler önündeki gerçekliğin varlığını da üstü kapalı olarak yadsıyordu. Sapkınlıkların sapkınlığı sağduyuydu. Ve işin asıl korkunç yanı, farklı düşündüğünüz için sizi öldürecek olmaları değil, haklı olabilecekleriydi. İki kere ikinin dört ettiğini nereden biliyorduk ki? Yerçekimi diye bir şey olduğunu nereden biliyorduk ki? Geçmişin değiştirilemez olduğunu nereden biliyorduk ki? Madem geçmiş de, dış dünya da yalnızca zihinlerdeydi, madem zihin de denetlenebiliyordu, söylenecek ne kalıyordu ki geriye?
NASIL’ını anlıyorum: NEDEN’ini anlamıyorum.
Geçmiş değişmekle kalmıyor, sürekli olarak değişiyordu. Onu en çok perişan eden de, bu büyük sahtekârlığın neden yapıldığını bir türlü açık seçik anlayamamasıydı.Geçmişi çarpıtmanın dolaysız yararları apaçık ortadaydı, gel gör ki gerçek neden bilinemiyordu.
Reklam
Her şey bir sis bulutu içinde yitip gidiyordu. Geçmiş silinmekle kalmıyor, silindiği de unutuluyor, sonunda yalan gerçek olup çıkıyordu.
Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar, ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler.
200 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.