...
Ben bir tavan arası insanıyım, belki de hep öyle kalacağım,
Orada yaşamasam bile;
Ben hep bunun için doğmamış biri olacağım,
Her zaman yalnızca nitelikleri olan biri;
Her zaman kapısı olmayan duvarın önünde kapının açılmasını bekleyen biri olacağım,
Bir tavuk kümesinde sonsuzluk şarkısını söyleyen biri,
Kör bir kuyuda Tanrı'nın sesini duyan biri. İnanıyor muyum kendime? Hayır, ne kendime ne başka bir şeye,
Boşaltsın doğa güneşini ve yağmurunu ateşli başımdan aşağı, dağıtsın saçlarımı rüzgarı,
Ve olsun olacak olan ya da olması ya da olmaması gereken.
...
Şimdi, yaşım henüz gençken, Güney Adaları’nı hayal edebilirim; ya da ulaşılmaz Hindistan’ları; yarın, aynı Tanrılar öylesine bir tütüncü dükkânı almayı ya da civardaki kutu gibi bir evde emeklililğin tadını çıkarmayı hayal ettirebilir bana.
Şimdi, yaşım henüz gençken, Güney Adaları’nı hayal edebilirim; ya da ulaşılmaz
Hindistan’ları yarın; aynı Tanrılar öylesine bir tütüncü dükkânı almayı ya da civardaki kutu
gibi bir evde emeklililğin tadını çıkarmayı hayal ettirebilir bana. Tek tek bütün hayallerimiz
hep aynı hayaldir, çünkü hepsi sadece hayaldir. Tanrılar hayallerimi değiştirsin; ama hayal kurma yeteneğime el sürmesin.