Tuğba

304 syf.
·
Puan vermedi
Yazar Akın bu romanda da kocası Emin’i yine oradan oraya sürükleyecek bir cinayete imza atmakta. İlk romanı Yarın Yarın’ın da karakterleri olan Aysel Alsan, Sulhi Gebzeli gibi isimlerle Pınar Kür kendi edebi evreninde ilk romanı ile Bir cinayet Romanı arasında köprü kurmuş. Emin’in onu aslında Akın’ın yani yazarın kurguladığını, onun isteklerine göre hareket ettiğini anladığı bölüm insan, kader, irade, tanrı gibi kavramları da sorgulatacak cinsten kitabı üst seviyeye taşıyan bir bölümdü.
Sonuncu Sonbahar
Sonuncu SonbaharPınar Kür · Can Yayınları · 2017147 okunma
Reklam
368 syf.
·
Puan vermedi
Sanıyorum klişeler bütününden oluşan hiçbir eser bu denli orijinal ve sarsıcı değildir. Pınar Kür’ün postmodern edebiyata kattığı, yine kurgusu ve biçimiyle ön plana çıkan sürükleyici bir kitap daha. Kitabın isminin bir cinayet romanı ve yayımlanmasının üzeriden 30 yıl kadar geçmiş oluşu kişiye sıradan bir cinayet romanı okuyacağını düşündürse de hiç de öyle olmayan çok başarılı bir roman. Cinayetin Y tarafından işlendiğini daha ilk bölümde okura söyleyen ve ikinci bölümde de E’nin okurla birlikte cinayeti çözmesini isteyen yazar rolleri baştan dağıtmış durumda. Geriye sadece maktulün kim olduğunu bulmak kalıyor sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Romanın ilk cümlelerinden de anlaşıldığı gibi bu, öldürme nedenini merkeze koyan bir roman. Bu sebeple yazar da öldürülenden ziyade öldürenin geçerli sebebinin ne olduğunu bulmanızı istiyor. Oysa katilin kim olduğu belliydi. Gerçekten de belliydi. Burası sürpriz kaçırıcı içerecek. Bir cinayet romanında katil kimdir? Asıl katil? Elbette yazar. Üf ne klişe ama. Ancak okuduysanız öyle değil. Ve ne yalan söyleyeyim şahsiyet dizisinin senaryosunda bu kitaptan esinlenilmiş açık bir şekilde.
Bir Cinayet Romanı
Bir Cinayet RomanıPınar Kür · Can Yayınları · 2020704 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Kendisi için düşünülen harbe yollanırken bir kapıdan çıkan ve bir daha da dönecek bir kapı bulamayan Beckmann uzun bir süre kafamın içinde yaşayacak bir karakter oldu. Savaşta verilen kayıpların yanında ardından gelen açlığı, toplumdaki duyarsızlığı ama en çok da savaşta alınan sorumluluğun getirdiği vicdan yükünü en az ben de onun kadar hissettim. Savaşa bizzat şahit olmayan kapısının ardında sıcacık yatağında olanların sesi Öteki hayatın ne kadar güzel olduğuyla, insanların kalbinin iyiliğiyle Beckmann’ı yaşamaya devam etmesi için teşvik etse de Beckmann çaldığı tüm kapıların dışında kalmıştı. Artık ne binbaşı sorumluluğu alırdı üstünden ne başkası. Oğlu bombanın hedefi olmuştu karısı da başkasıyladı. En çok dönmek istediği yer olan ailesinin evinin kapısı bile kapalıydı. Zira artık hayatta değillerdi. Beckmann için açık tek kapı daima açık olacak olan ölümün kapısıydı. Savaşın birey üzerinde yarattığı yıkıma çok sarsıcı bir bakışla bakmış yazar. Ama ben burada Behçet Necatigil’in müthiş çevirisini öne çıkarmak isterim.
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,4bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
288 syf.
·
Puan vermedi
Çok fazla tekrara düştüğü yönündeki eleştirilere katılmakla birlikte anlatması gerekeni de iyi bir şekilde anlatamadığını düşünüyorum. Belki de kitap bana vermesi gerekeni vermiştir de ben kitaba kendimi vermemişimdir.
Bilinçaltının Gücü
Bilinçaltının GücüJoseph Murphy · Koridor Yayıncılık · 200912,4bin okunma
476 syf.
·
Puan vermedi
Galip ile beraber çıktığım bu karlı yolculukta kendimi bulamadım, kendim olamadım ama Celal’in köşe yazılarını çok sevdim. Bilhassa Göz’ü. Orhan Pamuk’un eşyalarla ördüğü o ağlar Masumiyet Müzesi romanını çok uzun süre aklında taşıdığını hissettirdi. Bunun için Hayalet Ev bölümünü okumanız yeterli. Hatta bir cümlede geçen köpek biblosunun Füsunların televizyonunun üstünde durduğunu hatırlıyor gibiyim.
Kara Kitap
Kara KitapOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20229,2bin okunma
Reklam