Toplumda dürüst insanların yaşadığı bölmenin kapısından dışarıya kulak kabartanlar, dışarıdakiler arasında geçen diyaloglara şaşırırlar. Sorular ve yanıtlar; anlaşılmaz, insan sesine benzeyen ama sözden çok ulumayı andıran iğrenç bir mırıltı duyulur. Çok başlı yılanlar konuşuyor sanırsınız. İşte bu, karanlıkların anlaşılmaz dilidir. Dişler gıcırdar, fısıldaşmalar başlar; alacakaranlık bir muammayla tamamlanır. Felaket karanlıktır, suç daha da karanlıktır; bu iki karanlık bir araya gelip argoyu oluşturur. Ortamda, davranışlarda, seslerde belirsizlik vardır. Yağmurdan, geceden, açlıktan, suçtan, yalandan, adaletsizlikten, çıplaklıktan, soluksuz kalmalardan ve kıştan oluşan, sefiller için gün ortası sayılan o devasa gri bulutun ortasında, canavarca gidip gelen, sıçrayan, sürünen, salyası akan ve hareket eden iğrenç, tüyler ürpertici bir dildir.
Sayfa 297 - Cilt 2Kitabı okuyor
Güzel ya da çirkin, majesteleri, herkese göre değişebilir, bilirsiniz kuzguna yavrusu güzel gelir, bu genel yasanın özel örneğinin üzerinde duracak olursak, ben buradan bakınca asya fillerinin muhteşem bir örneğini görüyorum, tüm o tüyler ve lekeler doğasından kaynaklanıyor.
Reklam
Kirli erotik, temiz pornografiye boyun eğmiştir. Ağdalanmış tüyler bedene, saf ve temiz olarak algılanabileceği pornografik bir pürüzsüzlük verir. Günümüzün temizlik ve hijyen takıntılı toplumu, negatifliğin her türünü iğrenç bulan bir pozitif toplumdur.
Sayfa 11 - İnsan Yayınları
Geçmişimizden asla kaçamayacağımızı söyleyenler belki de haklılardı..
Sayfa 344 - ProsperKitabı okudu
Sanıklar en fazla gerçeği gizlemelerinin her şeyin anlaşılacağı tehlikesinin ve bir yalanı sayısız saldırı karşısında savunmak zorunda olmalarının üzerinde yarattığı o dehşetli baskının eziyetini çekerler. suçun da kanıtında belki kararın bile çoktan hakimin elinin altında hazır olduğu davaları izlemek korkunçtur; eksik olan sadece itiraftır o da sanığın içinde saklıdır ve ne kadar çekiştirse zorlasa da bir türlü dışa vurulamaz. itirafı direnen etinin içinden bir kancayla yırtıp çıkarmak gerektiği için sanığın kıvranıp durmasını izlemek tüyler ürperticidir. bazen yukarıda gırtlağına yakın bir yerdedir içeriden dayanılmaz bir güçle yukarı doğru itilir sanık boğulacak gibi olur neredeyse itiraf edecektir o anda yine o karşı konulmaz uğursuz güce yenilir o anlaşılması güç inat ve korkunun esiri olur. itirafı gerisin geriye yutuverirler ve kavga yeniden başlar bazen hakim böylesi durumlarda sanıktan çok daha fazla azap duyar oysa sanık aslında yardımcısı olan hakimi her zaman bir düşman olarak görür ve benim müvekkilimi itiraf etmemesi için avukatı olarak uyarmam yalanlarını desteklemem ve pekiştirmem gerekir değil mi? Ama içimde çoğunlukla bu cesareti bulamam çünkü itiraf etmemek itiraf edip de ceza almaktan daha büyük bir azap onlar için. aslına bakarsan hala anlayamadığım şey insanın tehlikesini bilerek bir suçu işledikten sonra itiraf etme cesaretini bulamayışıdır. itirafı engelleyen bu basit korkuyu her türlü suçtan daha zavallıca buluyorum.
Sayfa 46 - Türkiye iş Bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Alemler aşkına, bu insanlar yeryüzünde dolanan en aptal türlerdi..
Sayfa 228 - AlastorKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.