"Güzelce bir piyanosu vardı; ama kafasındaki müzikle parmakları arasındaki fark tüyler ürperticiydi."
Şule Gürbüz bu eseri 1991 yılında henüz 17 yaşında kaleme alıyor ve 18 yaşında İletişim yayınevinden çıkartıyor ilk baskısını. 18 yaşında genç bir kızdan beklenmeyecek kadar derin felsefi sorgulamalarla doluydu kitap.
Şule hanım Kambur
Dostoyevski! Bildiğimiz Dostoyevski; hangi köşeye girse, hangi ruha elini uzatsa orada bir yankı bırakır.
Tüyler ürpertici bir dürüstlükle insan ruhunun derinliklerine iner.
Bu kitapta da, kendini yeraltının karanlık köşelerine çekmiş, oradan hayata ve insanlığa acımasızca bakan bir adamın içsel yolculuğunu anlatıyor ama alışılmışın dışında
Benim gözümde, Etten sözetmek, her şeyden önce, tüyler ürpertici bir korkudan sözetmektir; çıplak bir ettir bu, görüntüsünün zihinsel açıdan yoğunluğuyla ve bunun duyularda, yani duyumsamada ortaya çıkan sonuçlarıyla, katıksız bir et.
Insan her şeyi anlatamaz.Zaten kelimeler de yetmez
Insan düşünmeden yapabilir mi?
Sonsuz bir okyanustur düşüncelerimiz. Bizi alır götürür geçmişin kıyısına bırakır ve oradan seyrederiz, bazen de alır gider geleceğin kıyısına bırakır Hayaller okyanusunda yüzeriz. Insan geçmişini düşünürken çoğu zaman keşkeler, Ahlar çeker bir ömür bir asra bedel olur ağırlığı çöker yüreğine... kaybettiklerine yaşayamadıklarına Hasret kaldıklarına...
Bitmez dilden düşen Ahlar Keşkeler..
Gün Olur Asra Bedel kitabında; yedigey'in arkadaşını mezarına götürürken kendisinin, milletinin geçmişini acı tatlı düşündürücü yanları ile bir bir gözlerinin önünden geçirirken Biz okuyucularını adeta aynada kendimizde yüzleşmeye davet ediyor.
Cengiz Aytmatov 'un Bu kitabı yürek yakan, tüyler ürperden bir haykırış ama umutsuz değil. Bir milletin tutsaklığa, baskılara ve sürgünlere karşı umudunu diri tutan bir meydan okuyuşu.
" Bir dal kırılmış ne çıkar yeter ki Çınar'ın gövdesi sağlam olsun!"
Hayat size ne gösterirse göstersin siz bir çınar gibi güçlü olun kendinizi yılgınlığa, üzüntülere, kırılmalara teslim etmeden ölün ve küllerinizden yeniden dirilerek Bir Çınar gibi güçlü olurken keşkelerin, Ahların dilinizden dökülmesine izin vermeden yaşayın.
Çünkü Yaşamak; Bir güneş gibi sıcak, bir yıldız gibi parlak ve bir gece gibi gizemlidir.
Keyifli okumalar dilerim.