180 syf.
·
Puan vermedi
Doğmak ya da doğmamak. Tüm mesele bu değil. İnsan hayatı üç evreden ibarettir. Doğmak, yaşamak ve ölmek. Bizim için doğmak ve ölmek arasındaki o zaman dilimi çok kıymetlidir. Kendimizi gerçekleştirmeye çalışırız. Peki ya bizi dünyaya gelmeden önce bizi birileri eğitmek isteselerdi? Nasıl bir dünyaya geldiğimizi anlama imkanımız olsaydı?
Doğmadı Kutsal Çocuk
Doğmadı Kutsal ÇocukPascal Bruckner · Telos Yayıncılık · 199736 okunma
Otto Rank, bir insanın başına gelebilecek en büyük travmanın doğmak olduğunu söyler. İşkenceleri, tecavüzleri bilen insanlar olarak bunun abartılı bir yorum olduğunu söyleyebiliriz elbette ama çok haksız da sayılmaz Rank. 9 ay boyunca mutlak bir güven ve emniyet duygusuyla yaşadığımız, beslenmeyle ilgili en ufak bir sıkıntımızın olmadığı sıcacık
Sayfa 115
Reklam
Bir başkadır benim Aşkım
favorimdir gülüşün hayata hayat veren güzelligin kadın a ş k üç hece ruhum Adandı ela gözlerine kucaklıyorum tüm Kalbimle inanıyorum sevgi iyidir sıcak şarap gibiyim doğru sözlü olan Yedi köyden kovulur
Bir başkadır benim Aşkım
favorimdir gülüşün hayata hayat veren güzelligin kadın a ş k üç hece ruhum Adandı ela gözlerine kucaklıyorum tüm Kalbimle inanıyorum sevgi iyidir sıcak şarap gibiyim doğru sözlü olan Yedi köyden kovulur
Kadın erkek hepsi şapka takmıştı. İğne atılsa yere düşmeyecek olan bu koca oynayan ve umumi alanın içinde kendisiyle beraber ancak üç fesli vardı. Diğer iki fesli de tramvayı idare eden adamla biletçiydi.
Ölü bir çocuk dünyaya getiren bir kadın, özellikle habis bir durumdadır. İlk üç gün saf su içmemeli, bunun yerine içindeki dakhmayı (mezar) temizlemek için inek idrarı içmeli ve soğuk hayatını tehlikeye atacak kadar zorlu olsa da kışın bile ateşe yaklaşmamalıdır.
Reklam
"İnsanın bütün ömrünce sevdiği tek bir kadın vardır. Daima okuduğu, yatağının başucundan ayırmadığı bir kitap gibi.."
Dimyata pirince giderken...
“Otuz beş senelik evlilikten sonra şeytan dürttü galiba. Bunca yıllık evlilikten bir çocuğumuz bile yoktu ama kusurlu olan karım değil bendim. Karım bunu bildiği halde bir gün bile yüzüme vurmamış, ‘Üzülme hayatım kısmetimizde yokmuş. Sanki çocuğu olmayan tek çift biz miyiz...’ deyip beni teselli etmişti. Dedim ya şeytan dürttü diye. Bir gün
ERKEK Tamam, bir sene on üç gün olması lazım . . . KADIN Eee, ayrıldığımızdan bu yana nasılsın bakalım? ERKEK Sevinçten uçuyorum. KADIN İyi, iyi. . . Ben de iyiyim, acayip sevinçliyim. ERKEK Güzel, biliyor musun? Üzülmemen beni daha da mutlu yapıyor.
İnsan bir an için kendini Charlotte Brontë’nin farzedelim ki yıllık üç yüz sterlinlik bir geliri olsaydı –ama akılsız kadın, ro­manlarının tüm telif haklarını bin beş yüz sterline satmıştı– bir şekilde o kalabalık, hareketli dünyayı, o hayat dolu kasaba ve yöreleri daha iyi bilseydi; daha çok şey deneyimlemiş olsaydı, kendisine benzeyen insanlarla görüşebilseydi; farklı insanlarla tanışabilseydi ne olurdu diye düşünmekten alamıyor.
Reklam
736 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Spoilerlı yorum
kitabı ilk bitirdiğimde ne okuduğumu anlamadan boşluğa bakakaldım. Kitabın yorumlarına ve editlerine bakarken yavaş yavaş bir şeyleri idrak ettim ve sanki göğsüme fil oturdu:') okuduğumuz 2.5 kitap gözümün önünden film şeridi gibi geçti resmen. Sanki hem çok şey okuduk ve çok şey öğrendik gibi geliyordu hem de sanki hiçbir şey okumadık ve
Deliler ve Cellatlar - Ciltli Kutulu
Deliler ve Cellatlar - Ciltli KutuluN. G. Kabal · Dex Yayınevi · 202471 okunma
Hz. Ümmü Atiyye Binti Hâris (r.anha)
Sabır ve metanet zirveye ulaşmış bu mübarek kadın, oğlu vefat ettiği zaman, emanetin yerine ulaştığının bilincinde üzüntüde aşırıya kaçmamış ve üç günden fazla da yas tutmamıştı.
Sayfa 307
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Doğumdan az sonra zorla da olsa kadın yatağından kaldırılıp biraz yürütülmelidir, aksi takdirde etene (plasenta) dışarı çıkmakta zorlanır. Zira kadın doğumdan sonra, hissettiği acıdan dolayı kendisini savunmaya alacaktır. Bedeni kapanmaya gayret gösterecektir. Vajinal bölge istem dışı kasılacaktır. Kadının itim gücü doğum sırasında tükendiğinden plasentanın yatarken dışarı çıkması güçtür. Yerçekiminden destek almak için kadını üç ya da beş dakika yürütmek önemlidir. Yürüyüşten sonra loğusaya temiz ve rahat giysiler giydirilerek yatağa yatırılmalıdır. Kadın yatırılmadan önce kalçası bir kemerle sıkıca bağlanmalı ve bu kemer üç gün boyunca çıkarılmamalıdır. Bu önemli bir işlemdir çünkü doğum sırasında yerinden oynayan kemiklerin eski yerlerine oturtulması gerekir. Kemer uygulaması yapılmadığında kadının bedeninde orantısızlıklar oluşur. Olması gerekmediği halde kadının kalça kısmı her çocukta giderek genişler.
Yüzü ince, sesi tizdi. Yirmi beş yaşındayken kırkında gösterirdi. Ellisini geçtikten sonra ise artık yaşsız bir hal almıştı; sükuneti ve ölçülü tavrıyla, otomatik hareket eden tahtadan bir kadın gibiydi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.