Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anne
Hasret düşürdü beni yollara. Nere gidersem arkama baktım, Geride bıraktığım anılarım bir pranga olmuş ayaklarıma . Yürüdükçe agirlaşan, gecenin üçü nöbet tutar rüyalarım. Köye gitmek bayram sevinci gibiydi , Küçük bir çocuk gibi sevinirdim taa Uzaktan tepenin başından evin çatısı görüldüğü zaman kalbim radara girmiş gibi çarpardı. Üç dakikalık yol bitmez gibiydi . Bütün camları indirip hava dolsun içeriye. hııımmm oohhh miis . Kapının önünde annem beni bekler gözleri dolmuş garibim annemin . Özlemiş demekki o da beni. Ona sarılınca fark ettim ben ne köyü nede havasını özlemişim ben annemin kokusunu özlemişim. Soba kaynayan çay hiç bu kadar sıcak olmamıştı belkide . Sen gittikten SONRA köye gidemez oldum buz tutmuş sanki o sıcacık ocagimiz be anne köy eskisi kadar samimi gelmiyor . Seni benden alan çorak topraklar çok güzel kokuyor be anne . Burnumun direği sızlıyor her yağmurda.ANNE. senden sonra bütün savaşlarımı kaybettim . Kazanacak gücüm olmadığından değil anne anlatacak kimsem yok . Herkesten uzaklaşıyorum anne . Sen bile gittiysen kim kalır yanımda ..
Birincisi, az bir şeye sahip olan insanların kendi mal varlıklarına, zenginlerin sermayelerine olan düşkünlüğü kadar tutkuyla bağlı olmaları. İkincisi, bu gibi kimselerin mallarını sıkıca tutup, onları artırma çabası içinde bulunmalarıdır. Olay, üç-beş kuruş biriktirip bir yana koymak gibi, son derece küçük boyutlu bile olsa, bu insanlar bu artırma tutkularına büyük bir arzu ile sarılırlar. Ama asıl haz, maddesel malları değil, canlı var- lıkları mülkiyet altına almaktan doğar. Ataerkil toplumlarda en fakir adam bile, en azından karısının, çocuklarının ve hay- vanlarının mülkiyetini elinde tutar, kendisini onların mutlak efendisi olarak görürdü. Olabildiğince çok çocuk doğurul- ması, insan mülkiyetine sahip olmanın ve çalışmak zorunda olmadan "sermaye birikimi" yaratmanın tek yoluydu. Bütün yükü kadının taşıması gerektiği düşünülecek olursa, ataerkil toplumlarda çocuk dünyaya getirme olayının, belirli bir aşamadan sonra kadının sömürülmesine yol açtığını rahatlıkla ileri sürebiliriz. Anneler ise kendi açılarından, küçük oldukları sürece, çocukları üzerinde egemenlik kurmaya çalışarak, bir denge arayışı içine girmişlerdi. Böylece ortaya garip bir kısır döngü çıkmaktaydı. Sömürülen kadın, çocuklarını sömürmekte, büyüyen çocuklar ise babaları ile birlikte bu kez yine kadına egemen olmaktaydılar.
Sayfa 97 - Say Yayınları
Reklam
Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz.
Bugünlerde herkes gitmek istiyor. Küçük bir sahil kasabasına, Bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara… Hayatından memnun olan yok. Kiminle konuşsam aynı şey… Her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Tuhaf, ufak tefek bir adam vardı. Hayatıyla ilgili üç önemli detaya karar vermişti: Saçlarını diğer herkesin taradığının aksi yöne tarayacaktı.Kendine küçük, tuhaf bir bıyık bulacaktı. Bir gün dünyaya hükmedecekti. Genç adam oldukça uzun süre dünyayı nasıl ele geçireceğini düşünerek ve planlayarak dolaştı. Sonra bir gün aklına geldi: Mükemmel bir plan! Çocuğuyla birlikte yürüyen bir anne görmüştü. Kadın çocuğu uzun uzun azarlamıştı. Sonunda çocuk ağlamaya başladı. Annesi birkaç dakika onunla çok yumuşak bir şekilde konuştu ve sonunda çocuk sakinleşip gülümsedi. Genç adam kadına koşarak ona sarıldı. Kelimeler! diye sırıttı. Ne? Ama cevap gelmedi. Adam çoktan gitmişti. Evet, Führer dünyaya kelimelerle hükmetmeye karar vermişti. Asla silaha sarılmayacağım, dedi. Buna gerek kalmayacak. Ancak acelesi yoktu. En azından hakkını verelim. Hiç de aptal bir adam değildi. İlk saldırı planı, vatanının olabildiğince büyük bölümüne kelimeleri yaymaktı. Onları gece gündüz ekip yaydı. Büyümelerini izledi. Zaman içinde büyük kelime ormanları bütün Almanya'ya yayıldı. Almanya artık ekilmiş düşüncelerden oluşan bir ülkeydi.
Böyle bir düzen içinde insan düşünebilir mi? Büyük ve güzel şeyleri demek istiyorum. Önce eşya engel oluyor, sonra şartlar: kalorifer, hizmetçi, çocuk odası. Düşünmek için kendime bir daire tutsam. İçinde, düşünmeye engel olacak eşyalardan hiçbiri bulunmayan küçük bir daire. Kapıdan girer girmez ayakkabılarımı çıkarıyorum ve düşünme terliklerimi
Sayfa 557 - İletişimKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.