Geçen yıl tıp fakültesi dördüncü sınıf öğrencilerime ders anlatıyordum, bahis depresyondu. Sınıfta Avrupa ülkelerinden gelen öğrencilerimiz de oluyor, nitekim onlardan bir tanesi İtalyan'dı ve kendisine İtalyan şair Leopardi'yi sordum. Duymamıştı ama internet üzerinden bulacağı bir şiirini bize kendi dilinde okuması ricamı da kırmadı. Öğrencilerimle birlikte lisanın müziğini hissetmek istemiştim. Sonra, sınıfa döndüm ve "Her biriniz, tek tek sevdiği bir şairden bir dize okusun lütfen," dedim. Kimi seviyor ve kimi aklınızda tutuyorsanız ondan bir dize. Şaşkınlık uyandırıcı bir durum ama yaklaşık elli kişilik sınıfta çıt yoktu. Bu kadar öğrencinin içinden bir dize okuyabilen çıkmadı. Bu gençler uzun saatler boyunca masa başında dirsek çürütüp yüksek puanlar alarak bu fakülteye geliyorlar. Üç yıl sonra doktor olarak mezun olacaklar ve bir dizeyi akıllarında tutamadıkları gibi, görünen o ki kendi alanları dışında pek az okuyorlar. Bana sorsanız tıp fakültelerinin ilk sene tedrisatı içine, edebiyat, şiir, felsefe, antropoloji ve sinema dersleri koyarım. İnsan ıstırabını tanımayan kişi, hekim değil musluk tamircisi olur.
Sayfa 282 - Kapı Yayınları, 1.Basım, 2019
metin altıok-madımak
... Sevgili Metin Altıok masada tam karşımdaydı. O masada önceden tanıdığım tek kişi olarak salt onu unutmuyorum. Insan, biraz sonrasını bile bilemiyor. Sevgili Metin Altıok'un, yirmi saat sonra Madımak Otelinde canlı canlı yakılacağını ama ölmeyeceğini, hastaneye kaldırılıp iki-üç gün daha acılar çekerek kıvrandıktan sonra, gericilerin 37. kurbanı olarak öleceğini nasıl bilebilirdim. Fizik yapısı ince, ruhsal yapısı da incelikli, şair denilince imgelenebilecek, hiç şair görmemiş bir insanın onu ilk gördüğünde "işte şair bu olmalı" diyebileceği bir insandı. Ilk şiir kitabındanberi onun şiirlerini seviyordum.
Sayfa 787Kitabı okudu
Reklam
Şiiri sokakta bırakan edebiyat adam değildir.
Şiir acılı bir müessesedir. Rahatını bozmayanların harcı değildir. Şair dediğin ceketli olmaz, çocuk ise ceket giymez. Cekette bir keramet olsaydı, CIO'lar insan olurdu. İnsan olan CIO olmazdı. Oysa bir çift ayakkabının peşine düşmeyen ne anlar acının yırtık gömleğinden. Gülen yüzlerde şiir pusu kurmaz. Onun yeri anamın gözyaşı, Gazze'nin sesi soluğu. Barınmaz üç beş entelin dilinde. Yüreği olanların meselesi değil, anasının gözlerinden dökülen merhamettir. Şiir sokakta kaldıysa, şiiri sokakta bırakan edebiyat adam değildir.
Sayfa 43 - Oğızhan Bükçüoğlu "Allah'ım sana mektup yazdım".Kitabı okudu
Marinetti'nin Fütürizmin Başlangıç Manifestosu
1) Biz tehlike sevgisinin, çalışkanlık ve korkusuzluk alış kanlığının türküsünü çağıracağız. 2) Şiirimizin temel öğeleri gözüpeklik, yiğitlik ve baş kaldırma olacaktır. 3) Bugüne dek edebiyat düşünce dolu durağanlığı, ken. dinden geçmeyi ve uyuşukluğu övmüştür; bizse saldırgan devingenliği, ateşli uykusuzluğu, sekerek koş mayı, takla atmayı,
Şimdilerde Nâzım Hikmet'i değerlendiren iki aşırı uç belirmiş bulunuyor: kimi yazar onu dünyanın en büyük şairi olarak anarken, kimi yazar da sadece siyasal bir bildirinin taşıyıcısı olarak görmek istiyor. Kuşkusuz bu iki ucun ikisi de siyasal bir tavirdan çıkıyor. Hele sosyalizme karşı olanların Nâzım Hikmet'in üstünü cizerken ileri sürdükleri kanıtlar bütünüyle şiir dışı ve çok eğlenceli şeyler. Bununla birlikte Nâzım Hikmet'i tapınılacak bir şair olarak görmeyi istemek de, sanırım, önce gerçekçilik açısından, onun anısına hainlik etmek olacaktır.
-Bir gün ünlü bir edebiyatçı olacağınızı çocukluğunuzda tahmin eder miydiniz? -Şiir yazmaya başladığım sıralarda ünlü olmaya çok imrendiğimi saklamayacağım . Fakat sonra sonra gerçek ünlüleri, yalancı ünlülerden ayırt etmeye başlayınca, bir okuyucu kitlesi tarafından sevilip beğenilmenin kolay bir şey olmadığını anladım ve bu anlayışla çalışmaya koyuldum . Hem , bırakın ünlü olmayı, gerçeklen güzel bir şey yazmanın insana ver­diği haz az şey midir? Üç beş edebiyatçı, beş on şiir okuyucusu tarafından bilinmeye ün denilemez kuşkusuz. Bugün az çok ünlü bir şair sayıldığım için ünü hor gördüğüm sanılmasın, hayır; sadece, ünün bir sanatçı için amaç olmayacağını, olmamasını söylemek istiyorum . Güzel bir anıtın dikildiği güneşli meydanda elbette gölgesi olacaktır.
Sayfa 12 - Can Yayınları 9. basım: 1994, İstanbul, Derleyen: Asım BezirciKitabı okudu
Reklam
505 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.