Reklam
Aslında yaptığımız şey halı dokumak. Attığımız her adım. Yaptığımız her iyilik, her kötülük birer ilmek. Unutulur gider sanıyoruz. Oysa halının üzerine işleniyor. Halı bittiğinde bakıyoruz üstüne, her şey görünüyor. Doğrular, yanlışlar, hatalar, sevaplar. Bir de kimimiz kilim dokuyoruz, kimimiz ipek halılar. Kiminde büyük emek var; kimi makine halısı gibi, pek bedavadan, özensiz yapılmış.
Baba çınardır
Babam, neye sevinirim bilir misin? Senle olduğumuz her anı sevgi, ilgi ve insanlıkla geçirdim.
Bugün akıl hazineme bir bilgi daha ekledim. Nasıl davranış görmek istersen öyle davranacaksın!
Sayfa 10 - pdfKitabı okudu
Ahmet Hocam bu nasıl benzetme :)
Ablam, Bursa Kız Lisesi’nde okuyor. Hani, kızların bir dönemi vardır; civciv kadar tatlılıktan tavuk kadar güzelliğe geçtikleri, piliç diye adlandırılan, ama “culuk” kadar çirkin oldukları bir dönem. Aha, işte tam o dönem. Şimdi dünya güzeli.
Reklam
Türkçe konuşalım
– Televizyon izledim deme kızım. Seyrettim de. – Kuzen deme kızım, Teyze oğlu de. – Türkçe konuş kızım, Türkçe.
Düşünüyorum da şimdi olsa memur maaşıyla üç çocuk, markaları alamadan, giyemeden, arkadaşlarımıza hava atamadan tatmin olur muyduk? Bunları hiç yapamadık. Annem dikti, giydik. Büyükler kullandı, verdi, giydik. Sokakta fakir de, zengin de aynı giyinirdi.
"Bazen düşünüyorum da hayatta her şeye sahibim; ama bazen o kadar boş şeylere üzülüyorum."
ahh şu yoksulluk !
Geçenlerde Lösev’den bir broşür geldi. Ülkede kan kanserine yakalanan çocukların %87’si fakir aile çocukları. Bunların %11’inin hastaneye gitmek için otobüse binecek paraları yok. Bu ülkenin çocuklarını iyi ve sağlıklı beslememiz lazım.
354 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.