Bir ekonomist

Bir ekonomist
@ucaroglukubra
KTÜ İşletme
sigortacı
ekonomi yüksek lisans
26 Aralık
64 okur puanı
Aralık 2016 tarihinde katıldı
Günaydın. İnsan bazen geçmişi özlüyor. Eskiden, aşağı yukarı kırklı yaşlarda başlardı bu garip hasret, şimdi yirmili yaşlarımızda çocuk olmak istiyoruz. Ne hâle geldik biz ne hâle geldi dünya. Burak Aksak, "Büyüdükçe gökyüzüne bakmayı da bırakıyor insan." diyor ya, aynı hissi taşıyoruz sevgili okur. Yaşlanıyoruz. Var olun. BİR YUDUM KİTAP:)
Reklam
Hakiki iyilik, kötüden gelmez. Bir an iyi zannettiğimiz hadiseler aslında ne müthiş fenalıklara gebedir, bilinmez. Grossman, "Ben iyi duruma inanmam, iyi yürekliliğe inanırım." derken bundan bahseder. Şu asırda ihtiyacımız olan tek şey iyilik sevgili okur. Yolunuz hep iyilerle kesişsin. Var olun.
Ne vakit üzülsek, tuhaf sorular birikir zihnimizde. Zaman geçer, sorular tekerrür eder. Ne fena şey şu hüzün şu lanet keder. Kadri Öztopçu, "Sorulmaktan kelimeleri yorgun düşmüş, harfleri lime lime olmuş sorulardır bunlar; yıllardır yine de sorarım: İnsan neden yaşar?" der kendi kendine. Böyle anlarda yaşama sımsıkı sarılmak gerek sevgili okur. İşte mavi gök işte bulutlar işte nergis kokan bahar. İşte harap olmuş kentlerde gülüp oynayan çocuklar. İşte hakikat sevgili okur işte yaşamak! Var olun. Bir Yudum Kitap'tan günün sözü:)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sana yazmak benim için hiç olmazsa kitap okumak kadar lazım:) OT DERGİSİ SAYI 62
Vakit, kendimi kurtarma vaktidir. Vakit, yelkenlere emir vaktidir.omuzlarıma binse tonlarca ağırlık, gemime dolsa milyarlarca kum zerresi; su da Rahman'ın, rüzgar da. Ben de aciz bir mücrim, kurulan güvertenin değirmenine.halbuki değirmen de Rahman'ın,ben de. ADI YOK GENÇLİK EDEBİYAT DERGİSİ 74.SAYI
Reklam
Beşer ya insan, hazır aldanmaya.Renk veresi var her ayrıntıya ve hazır gördüğüne inanmaya.Gözler her daim göresi olanı görür.Mavi der ya,mavi olur.O maviliği reddetmek kimin haddine?renksizliğini bilmek kime düşebilir?Ötekiyi görmeye hazır olanlar bu kadar yorgunken kim dile getirebilir gerçeği? Adı Yok Gençlik Edebiyat Dergisi 74. SAYI
Günaydın. Hatırlayın. Ne diyordu Proust: "Bizi mutlu eden insanlara minnet duyalım. Onlar ruhlarımıza çiçek açtıran sevimli bahçıvanlardır." Ah, sevgili okur... Var olsun ruh bahçelerimize çiçek açtıranlar, siz de var olun!
Bu asrın meşhur lafıdır, bir şehir vardır, artık yaşanmaz olmuştur, gitmek lazım gelir. Öyledir. Kimi küçük bir kasabaya kimi büyük bir şehre varmak ister. Durrell, "Bir kentte sevdiğiniz biri yaşadığı zaman orası dünya olur." der. Siz hele birini, bir ağacı, bir ırmağı, dostlarla tanıştığınız bir masayı sevin sevgili okur. Bakın nasıl koskoca bir dünya oluyor o topraklar. Zaten ömür dediğin altı üstü yaşayacağımız kadar. Var olun
Şu fedekârlık sözcüğü var ya, ekseriyetle yanlış anlıyor insan. Hep kendinden hep öteki için hep başkasına... Feda üstüne feda!.. Cemil Kavukçu, "Kendine varmanın yolu biraz da başka şeylerden vazgeçmek değil midir?" der, nokta. Bırakınız sevgili okur bırakınız, biraz da kendinize varınız. Var olun.
Günaydın. Bazen öyle huzursuz öyle mutsuz öyle fena sabahlara uyanırız ki... Sebebi bile yoktur belki. Olur öyle, biliriz. James Joyce, "Mutluluğun duyabileceğimiz en iyi, en yüce duygu olduğunu biliyor musunuz?" diye sorar ve gülümsetir. O vakit, dünyadaki en yüce duygudan kendinizi mahrum etmeyin sevgili okur. Değmez, değmez, değmez! Var olun.
Reklam
Kendimizi pek ciddiye alıyoruz. Şu koca dünya şu koca evrende bir zerre diyorlarken, kafa sallıyorken herkes bilim insanlarına; bu ne büyüklük, bu ne kalabalık, bu ne müthiş riya. Haydar Ergülen, "Zaten kaç harf ki insan?" diye soruyor ya, dalıyoruz uzaklara. Bu dünya, sevgili okur, ne bize kalır ne onlara. Var olun.
Hani olur ya: Zaman zaman umutsuzluğa düşeriz, ne olacak bu halimiz deriz. Stefan Zweig tam yüz yıl evvel, savaş sürerken şunları yazmış günlüğüne: "Ne olursa olsun, hayat yine de güzel! Daha yapacak, okunacak, öğrenecek ne çok şey var." Hayat yine de güzel sevgili okur. Şu kokuşmuş, adaletsiz yüzyıla inat yaşasın yaşamak! Var olun...
"Tarihi, soruları çalanlar değil, notu kırık olanlar yazacak..."sanırım bende bahsediyor:) BAVUL DERGİSİ
Korkularını yendiğin sürece özgürleşirsin. BAVUL DERGİSİNDEN:)
Severken sevdiğini "iyilikle" devirmeden yaşamak gerekiyormuş meğer...Çünkü bir gün o devrilenin altında kalır insan. İclal Aydın
Telli pullu, anlı şanlı bir gelin... aynalar gelin! Bir güzel ki ,en güzeli güzelin... gönüller gelin! Sonsuz gerçek; habercisi ezelin... kitaplar gelin! Şarkı bizde, şeytan, yeter gazelin... nağmeler gelin! Ey karanlık, gelmektedir ecelin... ışıklar gelin! Toplanın hep, derlenin hep ,düzelin! yığınlar gelin! En güzeli; en güzeli, güzelin! Habercisi, habercisi, ezelin! Tellerinde şafak söken bir gelin; Anneler, babalar, çocuklar gelin! ( İMAN VE AKSİYON KİTABINDAN)
Reklam
gözleri açık olanlar şunu anlarlar ki, bir davanın ne olursa olsun, intikal sahası gençliktir. NECİP FAZIL KISAKÜREK (İman ve Aksiyon kitabından)
Bazı vakit, bütün dünya karşımıza geçer. Biliriz: Biz doğruyuzdur, onlar yanlıştır; biz güzel anlatırız, onlar yanlış anlar. Öyledir işte. Yunus Emre, "Cümleler doğrudur, sen doğruysan." der. Der de, hakikatli olanları tenzih eder: "Bilmeyen ne bilsin bizi, bilenlere selam olsun." Siz doğrulardan vazgeçmeyin . Şu güzel cumartesi sabahında, bin selam sizlere. Var olun:)
İnsanın bu dünyada bir dostu olmalı. Ama gerçek bir dost.Sizi iyinizle kötünüzle kabul eden sizinle aynı ruh haleti içinde olan... hem geçmişi paylaşmış hem de geleceği paylaşacak olan bir gerçek bir dost. onlar varya işte onların kıymeti iyi bilinmeli...
İşçi bayramı mı dedi birisi. hangi işçi bayramı ? Bu bayramın adı bence memurlar bayramı olmalı imiş. Çoğu emekçimiz bu günde bile çalışıyor. adalet, bayram bunun neresinde? Ölen onca işçiye rağmen diğer işçilerimizin görevi bu günde bile hala çalışmak... şimdi söyleyin madenlerde inşaatlarda çalışan kardeşlerimiz için hala bayram mı? Bir işçi olarak çalışanlar günümüz kutlu olsun bence...
Hakikaten Karun, Musa'nın kavminden idi. Fakat onlara karşı azgınlık etmişti.ve ona öyle hazinelerden vermiştik ki gerçekten onun(hazinelerinin) anahtarları(nı taşımak) güçlü bir topluluğa ağır geliyordu. o zaman kavmi ona şöyle demişti: 'kibirlenme(şımarma)! çünkü Allah kibirlenenleri(şımaranları) sevmez.' KASAS SURESİ