Ben bir yazıcıydım. Yazı yazmak canım istemiyordu. Yazı yazmam için bana çiçek, kuş hürriyeti değil, içimdeki aşkın, deliliğin, oturmaz düşüncenin hürriyeti lazım. Küçücük hürriyetler değil, alabildiğine yüz verilmiş bir çocuk hürriyeti istiyordum.
“Atticus Tom’u kurtarabilmek için özgür insanlara sunulan bütün olanakları kullanmıştı ama insanların kalbindeki gizli mahkeme salonlarında Atticus’un kazanması imkansızdı.”
“Ben büyüdüğümde bir palyaço olacağım sanırım.” dedi Dill. Jem’le ben olduğumuz yerde kalakaldık.
“Evet bir palyaço dedim.” dedi Dill. “Bu dünyada insanlara gülmekten başka yapacak bir şey yok. O yüzden sirke katılacağım ve kahkahalarla güleceğim.”
“Bunu ters anlamışsın Dill, palyaçolar hüzünlüdür esas insanlar onlara güler.” dedi Jem.
“Atticus..”
“Efendim oğlum?”
“Bunu nasıl yapabildiler, bunu nasıl yapabildiler?”
“Nasıl yapabildiklerini bilmiyorum ama yaptılar. Daha önce de yaptılar, bu akşam da yaptılar, ilerde yine yapacaklar. Nedense bunu yaptıklarında sadece çocuklar gözyaşı döküyor.”