Öğle sıcağı geçer, akşam olur, sonra da gece... Acı çekenlerin, yorgun olanların, sessiz evlerine dönecek tatlı bir şekilde uyuyacakları zaman gelir. (239-Babalar ve Oğullar)
Hep güçlü olduk biz, şöyle omuzuna başımı yaslayıp için için ağlayayım hesabı olmadı. Kendi halimizdeydik ama aklımızdan çok şey geçerdi. Çılgına dönerdik düşünmekten lakin yine sükut içinde yatağımıza girer ağlamaya bile mecal kalmadan uyumaya çalışırdık. Ne uyku girerdi gözümüze ne de uyusak bile uykudan anlardık. Geceler uzundu, ah o geceler yok mu, nasıl da ıstırap içinde bırakır insanı. Tıpkı bir karabasan, tıpkı ruh emici. Hoş, sabah yine kalkar işimize bakardık, gülümserdik insanlara. Bazı şeylerin noksanlığını böyle gizlerdik işte.
Şairin de dediği gibi;
Sonra aramıza şehirler girecek,
Hiç karşılaşmayacağız
Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek
Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç bilmeyecek