Daha ile kütüphanemdeki Hakan Günday kitaplarının tamamı okunmuş oldu. Doğru, yazar ile çok geç tanıştım. Ve fakat, bu tanışma yazarın kitaplarını bir çırpıda okumama vesile oldu.
Önce amaçsız ve başıboş iki sorunlu (Hasta, deliliğin eşiğinde de diyebiliriz) insanın sıra dışı hikayesini anlatan Kinyas ve Kayra, ardından delilikle dahilik arasında gidip gelen Asil'in hikayesinin anlatıldığı Azil ile Ziyan (Ziyan'ın son bölümüne kadar Azil'in devamı olduğunu ben anlayamadım), akabinde büyük bir aşkın hikayesini anlattığını son 20 sayfaya kadar anlayamadığımız (Çünkü kitap buraya kadar dram, şiddet, nefret ve korku anlatıyor) Az, ve nihayet, insan kaçakçılığının içler acısı hikayesini ve bir çocuğun, Gazâ'nın, bu esnada delirmesini harika bir kurgu ile anlatan Daha.
Evet, ben Günday'ın kalemini çok sevdim. Kuvvetle muhtemel yazarın diğer kitapları da okunup kütüphanemdeki yerlerini alacaklar.
Her ne kadar yazarın kitaplarında (Yer altı edebiyatı olması sebebiyle) şiddet, öfke, korku, argo olanca çıplaklığı ile anlatılsa da yazarın adı geçen kitaplarını meraklılarına ısrarla tavsiye ederim.
Eline, yüreğine, emeğine sağlık Günday.