T.u

Lokman Hakîm oğluna şöyle nasihat etmiştir:" Yavrucuğum! Hastalanıp nasıl hastalandığını bilmediğin gibi öleceksin ve nasıl öldüğünü bilmeyeceksin."
Reklam
Kader geldiği zaman kendini karaya veya denize taşımasına, dağa veya tepeye götürmesine, acı veya tatlı yedirmesine rıza gösterir. Yücelik ve alçaklıkta, zenginlik ve fakirlikte, sağlık ve hastalıkta da rıza gösterir. Kaderle birlikte yürür. Kader onun yorulduğunu anlayınca sırtından iner ve onu kendi sırtına alır. Artık kadere binen odur. Kader ona hizmet eder, alçalır. Çünkü artık o, Allah' a yakın ve onun katında değerlidir. Bütün bunlar nefsine hevasına, tabiat ve alışkanlıklarına , şeytanına ve kötü arkadaşlarına uymadığı içindir.
Piyer tutsaklıkta aklıyla değil, bütün varlığıyla, bütün yaşamıyla insanın mutluluk için yaratılmış olduğunu, mutluluğunu da kendi içinde taşıdığını, mutluluğun insanın kendi ihtiyaçlarını karşılamaktan ibaret olduğunu, bütün mutsuzluğun da yoksulluktan değil, fazlalıktan ileri geldiğini anlamıştı. Anlamıştı ki acının da özgürlüğün de sınırı vardı ve mutlulukla mutsuzluğun sınırı birbirine çok yakındı.

Reader Follow Recommendations

See All
Umursamıyorlar. Ama onlar da ölecekler. Aptallar! Ben daha erken öleceğim onlar biraz daha geç ölecekler, hepsi bu! Onların da sırası gelecek. Şimdi eğleniyorlar. Düşüncesizler!
Kaderin de kendi içinde bir mantığı vardır. Bizler, mutluluk üzerinde çok düşünüyor, hep farklı şeyler deniyoruz. Halbuki, mutluluğumuz balık ağı gibidir, eğer bir süre kendi haline bırakırsak ağa balıklar doluşur. Fakat ağı çekiştirip durursak günün sonunda elimiz boş kalır.
Reklam
Reklam
Reklam