164 syf.
10/10 puan verdi
Selaamm Kitapdostlarım Kişilik problemi yaşıyorum. Psikoloji kitaplarında olanlardan değil. Bir ilişkide iki insandan birisi hep iki insan oluyorsa en çok seven odur @mavigokyayinlari'ndan çıkan @atakanmustafadogann'ın kaleminden müthiş bir kitabın yorumu ile geldim sizlere. Ontolojik manada özümüze kör bir varlık olduğumuz için
Habil’in Başına Gelmeyenler
Habil’in Başına GelmeyenlerAtakan Mustafa Doğan · Mavi Gök Yayınları · 202412 okunma
223 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Merhabalar Bugün sizlere @elpisyayinlari ndan çıkan #üçüncüdöngüanlayış kitabı ile geldim. Kitap üçlemeden oluşuyor, ilk iki eser Arayış, Uyanış adlarını almış, bu eser onlarla bağlantılı diyemem çünkü okurken fazla kopukluk yaşamadım. Öneriler, yol haritası, tablolar, yazarın hayata karşı cesurca aldığı kararların bizlere sunulması
Üçüncü Döngü - Anlayış
Üçüncü Döngü - AnlayışFaruk Umut Küçüker · Elpis Yayınları · 20243 okunma
İçimden üçüncü bir yolda ilerlemek geliyor. Bu yol ne sana gitmeli ne de bu yolda onunla yürümeliyim. Bu yol, yanlızlığa çıkmalı..
Sayfa 290
Üçüncü yol: Âhirete inanmayan ehl-i inkâr ve dalalet için bir idam-ı ebedî kapısı yani hem kendisini hem bütün sevdiklerini idam edecek bir darağacıdır. Öyle bildiği için cezası olarak aynını görecek. Bu iki şık bedihîdir, delil istemiyor, göz ile görünür. Sözler
Öyle anlaşılıyor ki insanın eski ataları bir zamanlar kıllıydı ve iki cinsiyet de sakallıydı; atalarımızın kulakları muhtemelen sivriydi ve hareket yetisine sahipti; ayrıca özgün kasları olan bir kuyrukları da vardı. Atalarımızın kolları, bacakları ve bedenleri, bugün bizim vücudumuzda zaman zaman gelişen, ama Dört-ellilerde her zaman bulunan kasların güdümündeydi. Pazı kemiğinin büyük atardamarı ve siniri, bu veya daha erken bir dönemde supra-condyloid foramen isimli bir delikten geçiyordu. Bağırsakta, bugün olduğundan çok daha uzun bir yan yol veya kör bağırsak bulunuyordu. Ayak başparmağının fetüsteki durumuna bakılırsa, ayaklar o dönemde kavrayıcı yapılardı ve alışkanlıkları bakımından ağaççıl olan atalarımız, ılık ve ormanlarla dolu bir bölgede yaşıyordu. Erkeklerin, ürkütücü bir silah işlevi gören iri köpek dişleri vardı. Daha erken bir dönemde rahim çiftti; atıklar bir dışkılık (kloak) yoluyla boşaltılıyordu; gözler, üçüncü göz kapağı veya niktitant zar ile korunuyordu.
Sayfa 219
664 syf.
10/10 puan verdi
Selam yıldızlarım! Bugün kapağıyla beni kendine çekmeye pek ala yeten “Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek” kitabıyla geldim. Kitabın kalınlığı, puntolarım küçük olup sayfayı doldurması beni biraz korkutmadı diyemem. Ama inanın bana, soluksuz okunuyor. Ben bir oturdum bitirene kadar da başından kalkmadım Kitabın dili beni biraz korkutuyordu, üçüncü kişi
Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek
Uyumadan Önce Tuttuğum DilekAnita Felipova · Pukka Yayınları · 06 okunma
352 syf.
·
Puan vermedi
Geçmişe değil geleceğe bakalım sözünü kısmen doğru bulmadığım zamanlarda okudum ve henüz bitti. Konu olarak geniş bir tanımlamaya ihtiyaç duyduğum bu kitapta kısaca geçmiş tamamen değiştiriliyor, geçmiş tamamen yok sayılıyor ve oluşturulan bu dünyada bir gelecek görünmüyor. Bir bireyden öte bir toplum, herhangi bir yaşam formu; geçmişini tanımadan geleceğe ilerleyemez. Geçmişin yalnızca yok sayılmadığı aynı zamanda değiştirildiği, bugünün tamamen yalandan ibaret olduğunu kesin bildiği bir hayatta ana karakterin sıkışıp kalma hissini ve bunun için bir çıkar yol aramasını izliyoruz. Bu durumdan bir nebze olsun sıyrılmak için ihtiyaç duyduğu ve yasak olan bir bağlılık ile hikaye evrilmeye başlıyor. Kitapta 3 ana cümle açıklanıyor ve bahsedilmeyen üçüncü bölüm cehalet güçtür, burası da dikkat çekici. Çünkü parti güçtür, diyor kitap. Burayı özümsemek gerekir. “Tarih durdu” diyor kitabın bir sayfasında ve yaşadığımız ülkedekine benzer bir yakınlık hissediyoruz okurken, bunu eminim her okur hissetmiştir. -Spoiler- En son o kurşunun beynine girme anı, bunu kendisinin istemesi ve kitabın tam da bu anda bitmesi beni oldukça etkiledi. Çünkü tüm kurşunlar fiziksel değildir bu hayatta ve insan olarak, insan olmamızın bir getirisi olarak acıya ve burada acının sebebini olan sevdiğimiz birine, en çok da kendimize yaptığımız ihanete ne kadar dayanabiliriz?
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2019165,2bin okunma
191 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 günde okudu
Sükûnetle Yaşayıp Coşkuyla Ölmek
“Dünya sana verecek ne dert, ne zevk bulabiliyor, dünyayı perişan ediyorsun.” İnsanlar vardır. Bir de başka insanlar vardır. Yazarlar vardır. Bir de ‘başkalarını’ yazanlar vardır. Bu başkalarını sokaklarda yürürken, lokantada yemek yerken, okulda öğretmenin sorusuna cevap verirken, bir bankta oturup denizi seyrederken ve hayatın daha nice
Coşkuyla Ölmek
Coşkuyla ÖlmekŞule Gürbüz · İletişim Yayınevi · 20211,885 okunma
165 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tarih: Değişik Bir Başlangıç
ARNOLD John H., Tarih, (Çev: Sevda ÇALIŞKAN), Dost Kitabevi Yayınları, Ankara 2007, 167 s. “Tarihçiler geçmişte olmuş her olayı anlatamaz, sadece bazılarını seçerler.” 1. GİRİŞ Tarih, John Hugh Arnold ’un 2000 yılında History: Very Short Introduction adıyla yayımlanmış eseridir. Tarihe giriş niteliği taşıyan bu eser, yazarın da belirttiği
Tarih
TarihJohn H. Arnold · Dost Kitabevi · 200739 okunma
Bir yol tıkalıysa diğerinden gidersiniz, o da yoksa üçüncü yolu siz yaratırsınız. Bu, bütün hayatınız için geçerlidir. Ancak bir defa geçtiğiniz yoldan bir daha geri dönmeyeceksiniz. Çünkü lüzumsuz geri dönüş başarısızlıktır, tekrara düşmektir, ufku kapatmaktır.
312 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 günde okudu
Kitap, Ayn Rand'ın, insanın "bilebilme" yetisiyle, doğa durumunda tek hayatta kalma aracı olarak gördüğü ve kullanabildiği aklı temel alan Objektivizm felsefesinin çağının yaygın irrasyonel akımlar ve sözde entelektüel (pseudo-intellectual) fikirler olarak nitelendirdiği felsefi literatüre karşı eleştiride bulunduğu bir formatta, müşterek ana fikirlere sahip makalelerin derlenmesiyle hazırlanmış. Bu felsefeler arasında Kantçı "görev ahlakı" (“Öyle eyle ki, her defasında senin istemenin maksimi, aynı zamanda genel bir yaşamının ilkesi olarak geçebilsin”), "alturizm" olarak nitelendirdiği diğerkamlığın yıkıcı köklerini, dogmatik bir bilinmezciliğe (elimizde çok az veri mevcut, o halde bunu bilmek imkansızdır yanılgısı) indirgenmeye çalışılan bilimin aslında doğada gözlemlenebilen şeyler üzerinden çıkarımlar yaparak bilgiyi tasnif etme uğraşında felsefenin sanki gereksizmiş gibi algılanmasına yol açmasını ve bilhassa her türden kolektivizm, yani başkaları öyle yapıyor diye öyle yapmaya dayanan, en küçük azınlık olarak nitelendirdiği bireyin aklını değil de onu yönetmeye talip olan bir üçüncü partinin varlığına karşı felsefi bir direnişi esas alan Objektivizmin itirazını dile getirdiği fikirler mevcut. Harika bir beyin fırtınası ve Objektivizm felsefesinin, insanın özellikle neden felsefeye ihtiyaç duyduğuna yönelik gerekçelendirmelerini yapan, oldukça akıcı ve sade bir dille ele alınmış makalelerin bir araya getirildiği bir kitap. Yavaş yavaş, doyurucu bir şekilde okunması gereken, yazılan bir paragraf üzerinde bile dakikalarca düşündüren bir kitap. Herkesin kütüphanesinde bulunmalı.
İhtiyacımız Olan Felsefe
İhtiyacımız Olan FelsefeAyn Rand · Pegasus Yayınları · 2021120 okunma
Ya ilkelere bağlanırsınız veya kendinizi akışa bırakırsınız. Üçüncü bir yol olduğunu sanmıyorum.
Liberal demokrasi dünyanın dört bir yanındaki farklı bölgeleri ve kültürleri kapsayan tek tutarlı siyasi emel olmaya devam ediyor. Bunun yanında ekonomideki liberal ilkeler -serbest piyasa- yaygınlaştı ve hem endüstrisi gelişmiş ülkelerde hem de İkinci Dünya Savaşı öncesindeki yoksul Üçüncü Dünya ülkelerinde eşi görülmemiş bir zenginliğe yol açtı.
Bunun kime, ne getirisi vardı?
Devrimler bazen bir milletin bilgeliğini, bazen de kendine ihanet ettiğini gösterir. Bu bağlamda, Japonya ve Türkiye örneği çağdaş tarihin klasik örneklerinden biridir. Geçen yüzyılın sonu ile bu yüzyılın başlarında bu iki ülke, birbirine benzer, mukayese edilebilir ülkeler gibi görünüyorlardı. İkisi de tarihte önemli bir yere sahip, kendilerine
ÜÇÜNCÜ BAB: ŞİVEKAR'İN YOLCULUĞUDUR
Vakti bilmek için Diyor kendi kendine Haber almak sadece bir başlangıçtı Aradıkça dirisin Aradıkça mecalsiz kaldı kibrin. Aradın ve anladın Haber almakla yol tüketilmiyor Arayış sahicilik vaktine erişsin istiyorsan Senin kendin Haber olsa gerektir.
Sayfa 84 - Şule Yay. 3. Baskı, Ocak 2020
Resim