Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Şairler söz sultanlarıdır." İbn-i Sina
İnsanın olduğu kadar milletlerin yücelişinde, kurtuluşunda, güçlü bir ben bilinci edinmelerinde, dahası uçurumlara akışlarının engellenmesinde Karakoç şairlerin ön saflarda vuruştuğunu ifade eder. "Bir milletin ihtişam ve sefaletini anlamak istiyorsanız şairlerine bakınız" değerlendirmesi onun.
Reklam
Ev bir siyah güldür geceleri içinden uçurumlara yürür en çok ayrılıklarda büyür
Sayfa 95 - Kırmızı Kedi
O zamana kadar, azabın ne tür uçurumlara sahip olduğunun farkında bile değildi. Yüksek sesle bağırası geldi. O kadar dirayetli olan ruhu, şimdi temelden sarsılmıştı.
Aşkla yürünen her yol , sonu ister cennet bahçesine ister uçurumlara çıksın, aşksız yollardan ve ruhlardan çok daha güzel.
Reklam
Çünkü bu dünyada yanlış yolları izleyip uçurumlara düşen veya bataklıklarda boğulan insanların sayısı, ürperti verecek derecede fazladır.
Bir avuç kelime kıtaları birbirinden ayırır, yer sarsıntısı gibi. Uçurumlara köprü atan cümleler de var.
Sayfa 223Kitabı okudu
Kafamızın içindeki dünya ile yaşadığımız dünyanın arası giderek açılıyor. Bu kendi başına yeterince kötü bir şey... Ama bundan daha da kötüsü var; biz bu iki dünya arasında açılan uçurumlara gözlerimizi kapatıyoruz. Böyle bir şey yokmuş gibi yapıyor; kafamızın içindeki dünyadan dokuduğumuz elbiseleri, yaşadığımız dünyada bocalamakta olan ve bocaladığının dahi farkında olmayan bedenlerimize giymeye, giydirmeye çalışıyoruz. Olmuyor tabii; gülünç oluyoruz sadece, acınası oluyoruz. Sahte bir gülücüğün herhangi birimizin yüzünde durduğu gibi sakil duruyor bu asılsız kılık kıyafet, insanlığımızın yüzünde.
Kaçamadım
kaçamadım kar oldum yüce dağlarda yağdım saçlarına böyle vakitli vakitsiz dağlarda karlardan çok ben üşüdüm dururken hangi kucakta öylece siz her akşam kim bilir kaç defa kendimden kaçtım senden kaçamadım
Reklam
'Bizi öyle bir yoldan götürün ki uçurumlara rastlamadan yürüyelim' diye haykıran, inceleme ve tartışma alışkanlığının zincirlerinden boşalttığı toplumlara, elde çok kesin kanıtlar olmadıkça, gem vurulamaz artık.
... karanlığın içine, uçurumlara,dağlara veya uzak sulara, habersiz ve belirsiz bir güç tarafından, tıpkı bir yaşamın meçhul kaderin sarp derinliğine savruluşu gibi...
Sayfa 48 - Çınaraltı gençlikKitabı okudu
İskeletlerine yıkılmışlardı, tıpkı demir çubuklarına yıkılan bostan korkulukları gibi. Akılları alaya alınsın, yürekleri acıya gömülsün diye hayat yıkmıştı onları… Kendi kendilerinin ve dikiş yerlerini bulamadıkları derilerinin insafına bırakılmışlar. Sandalyelere, direklere, masalara, darağaçlarına ve uçsuz bucaksız uçurumlara yıkılmışlar.
Sayfa 59 - Everest Yayınları. 1. Baskı. Mayıs 2023. Yayıma Hazırlayan: Nilgin Tanış Polat.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.