Antoine de Saint-Exupéry
Aslında can yayınlarının çocuk serisinde çıkmış bir eser olmasına rağmen yetişkinlere hitap eden bir kitap. Eser aynı Franz Kafka'nın Dönüşüm öyküsünde olduğu gibi her okuyucu da farklı bir his uyandıracak farklı çıkarımlar yapabileceğiniz masası anlaşılır Yalın bir dil içeren kısa sürede bitirip bağ kuracağınız bir kitap.
İçinizdeki çocuğa sesleniyor.
Sizinde gülen yıldızlarınız olsun =)
Küçük PrensAntoine de Saint-Exupéry · Can Çocuk Yayınları · 2015236.1k okunma
Victor Hugo
İlk uyarım kitabı okumaya başlamadan önce yazarın önsözünü okumayın. Evet okumayın. Çünkü gerçek bir seslenişten kurguya geçince ve eserin kurgu olduğunu düşündükçe az önce size seslenen yazarın kurgusana kendinizi veremiyorsunuz. Karakterle sırf bu yüzden bağ kurmam çok zor oldu hatta eksik kaldım.
Dil akıcı betimlemeler tadında ve yerinde. Dönemin yargı anlayışını ve insan vahşetini güzel yansıtmış. Kendinizi yazarın düşüncelerini savunurken bulabilirsiniz. Zaten akside pek mümkün değil sonuçta amaç insan hakları.
John Steinbeck
Bu kitap şimdiye kadar okuduğum en duygusal ve okuyucuya duygusal anlamda tamamen etki bırakan bir kitap. Kitabın başından sonuna kadar karakterlerle iç içe geçmenizi sahiplenmenizi sağlıyor. Kitabın sonunda yaşanan hüzünlü son kitaba hem kızmanızı hem Üzülmenizi bir o kadar da o kitabı size bu duyguları yaşatabildiği için çok sevmenizi sağlıyor.
Betimlemeler kısa ve tadında. Gereksiz hiç bir ayrıntı yok. Yazar sonuç odaklı sizi hiç sıkmıyor. Yavaş okumama rağmen kitap hızlı bitti.
Kendi deyimimle bazı kitapları sevmezsizniz bazı kitapları sevip bitirmek istersiniz bazı kitaplar ise hiç bitmesin istersiniz.
Bu kitap hiç bitmesin istedim.
İtiraflarım
Kitabı okumaya başladığımda yazar yaklaşık 20 sayfa kadar gerçek anlamda yazarlık hayatıyla ilgili öz eleştiri yapıyor sonra bilginin ve varolmanın felsefi açıdan kendi kendine mukayesesini yaparken dili biraz ağır kullanmış. Dini arayışları ve sorgulamarı çok sıkıyor. Kullandığı dil bence alt duygularda egolu olduğu hissine kapılmamı sağladı bu bana çok itici geldi. Yazar net olarak aşırı depresif hastalık seviyesinde. Çok fazla ölüm irdelenmiş kendi duygu dünyası ve depresif bakış açısı beni bunalttı. Ölüm övücülüğü var sık sık. Aşırı kararsız kendi düşüncelerini kaleme alırken kendisiyle tartışıyor buda aşırı felsefi gibi görünüyor bence tamamen yazım tarihindeki duygu durum bozukluğu. Alıntılar çok fazla kısa bir kitabın 5-10 sayfası alıntı.
Böyle bir esere kaç kişi kötü yorum yapar, belki ilkim bilmiyorum ama yaklaşık 20 sayfadan sonra kitabı beğenmedim. Yalnız okunması gerektiği konusunda kesinlikle hem fikirim derin duyguları ve anlatımı her okurda farklı duygular uyandıracak eminim.
Kitap tam bir ustalık eseri ilk sayfadan son sayfaya kadar olay örüntülerini nasıl bağladığını ve bunu yaparken saçma geçişler olmağını görüyorsunuz. Kitabı okumam günde 1-2 saat ayırarak 2 haftamı aldı 424 sayfalık bir yayın baskısı. Karakterlerle bağ kurmanızı ve son sayfalara doğru içselleştirmenizi sağlıyor. Göz yaşı sebebiniz olabilir. Son 50 sayfa olay akışı hızlanıp bitişe hazırlanırken karakterleri tanıyıp ezbere takip etmem 100 sayfayı buldu. Bu yüzden ilk 50-100 sayfayı sıkılmadan tanışma amaçlı okumalısınız. Hayatınızda iz bırakacak bir kitap. Bazı betimlemeler aşırı, bu yüzden sıkabiliyor. İlya yayın evinin bu baskısı çok fazla hata barındırmıyor yok değil ama çok az. Çeviri güzel.