"Dibe vurmak diye bir şey yok." dedi içinden. "Çünkü dünyanın dibi yok. En fazla yerin dibine geçerim, oradan da girer, dünyanın öbür tarafından çıkarım. Biraz da oralarda dolanırım."
Hakan Günday’ın üç kitabını okudum ve ismi yazmadan cümlelerini nerede okusam tanırım. Anlatamayacağım derinliklerde bir yazar üstelik eserlerini kendisiyle bağdaştırıyor diye düşünüyorum. Bir gün çıkıp bir yerde şok edecek bir şey yapacakmış gibi hissediyorum.
"Gerçi ilginç tabii. Yani ilginçliğini yadsıyamam." Franny'yi süzdü ve gülümsedi. "Her neyse. Söylemeyi unutmuş olabilirim: Seni seviyorum. Bunu söylemiş miydim bu arada?"
Şimdiden önceki,şimdiden önceki herşey, yanımda taşıyıp durduğum bir hikayeden ibaret. Sanırım bu durum herkes için geçerli. Benim yeni bir hikayeye ihtiyacım var.
Aralığa dönelim. Palahniuk okuma etkinliği tüm hızıyla devam ediyor, insanlar harıl harıl Palahniuk incelemesi yapıyorlardı. Ben ki; ürkek ama istekli bir okuyucu olarak etkinliğe
Kitaba son derece uygun harika bir inceleme olmuş... kitabı resmen yaşamış öyle yazmışsınız bunları ellerinize düşüncelerinize kaleminize sağlık hocam...