Ödül şirketlerdeki verimliliği düşürür mü? İnsan adalet ister
Ünlü araştırmacı Matthew Lieberman denekleri fMRI makinesinin içine yerleştiriyor ve onlara bir oyun oynatıyor. Bu oyun sırasında da beyin etkinliklerini ölçüyor. Oyunun adı da ültimatom oyunu. İki oyuncu var. Biri verici, diğeri alıcı. Lieberman vericiye 10 dolar veriyor. Verici, bu paranın istediği kadarını alıcıyla paylaşabilir. İsterse 1 dolar verir, isterse 9, isterse 5. Alıcı teklif edilen parayı kabul ederse, ikisinin de parası oluyor. Ama reddederse, ikisi de hiçbir şey kazanamıyor. Rasyonel bir alıcı 1 dolar bile kabul etmelidir çünkü 1, 0'dan daha fazladır ve alıcı kârda olacaktır. Ama Lieberman enteresan bir şey keşfediyor. Çoğu alıcı 5 doların altındaki teklifleri reddediyor. Hiç para kazanmamayı, az para kazanmaya tercih ediyor. Neden? Çünkü insanlar için adalet ve adil olmak, çoğu zaman para kazanmaktan daha önemlidir. Araştırmadaki asıl can alıcı nokta, deneklerin beyin hareketleri incelenince keşfediliyor. Verici, alıcıya adil olmayan bir paylaşım sunarsa, alıcının beyninde dAAC bölgesi etkin hâle geliyor. Burası ne bölgesi biliyor musunuz? Fiziksel ve sosyal acıyı yöneten bölge. Yani, adaletsizlik duygusu resmen beyinde acı olarak algılanıyor. Peki, adil bir paylaşım olursa, beynin neresi etkin oluyor? Beynin VTA ve NAcc bölgesi. Yani, keyif ve zevk duygusunu yöneten bölge. Yani, adalet duygusu insana keyif veriyor.
Sayfa 153
456 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Home Deus, Harari'nin Sapiens'in devamı niteliğinde olan ve benimde okuduğum 2.kitabi.Sapiens insanlığın dününü anlatırken, Home Deus ise yarının neler olabileceğini anlatıyor. Kitap akıcı, sade, anlaşılır bir dile yazılmış. Yazar ortaya attığı Sav'ini  kanıtlamak için  bolca örneklere yer vermiş. İnternette görüp  okumaya  üşeneceğiniz  bir
Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi
Homo Deus: Yarının Kısa Bir TarihiYuval Noah Harari · Kolektif Kitap · 201712,3bin okunma
Reklam
Biliminsanları bir milyon kişinin 100 milyar doları paylaşmaya çalıştığı bir Ültimatom Oyunu deneyi yapmayı başarabilselerdi, kim bilir nasıl sonuçlar elde edilirdi? Muhtemelen tuhaf ve nefes kesici yeni dinamikler gözlemlenirdi. Bir milyon insan topluca karar veremeyeceğine göre her grup küçük bir yönetici elit oluşturabilirdi. Bir grup 90 milyarı kendine saklayarak karşı tarafa 10 milyar dolar önerseydi sonuç ne olurdu? İkinci grubun liderleri bu haksız teklifi memnuniyetle kabul edip 10 milyarı İsviçre'deki banka hesaplarına akıtırken ödül ve cezalada grup arkadaşlarının isyan etmesini engelleyebilirdi. Yönetim muhaliflerin derhal cezalandırılacağına dair tehditler savurabilir, sabırlı ve uyumlu davrananlara öteki dünyada sonsuz ödüller vaat edebilirdi. Antik Mısır ve 18. yüzyılda Prusya'da bunlar yaşandı ve dünyanın her köşesindeki sayısız ülkede işler hala böyle yürüyor.
Sayfa 152Kitabı okudu
Salatalık alan kapuçin memnuniyetle ilk dilimini mideye indiriyor ama arkadaşının üzüm aldığını görünce öfkeden çıldırıyor. Aniden değersizleşen salatalık dilimlerini fırlatıp atıyor ve deney bölmesini öyle hararetle sarsmaya başlıyor ki , bölmenin parçalanmasına ramak kalıyor. Altta yatan motivasyon, işsizliği ya da düşük ücretleri sokaklarda protesto eden insanların motivasyonlarından çok da farklı değil. Occupy Wall Street hareketi, bazıları üzümler içinde yuvarlanırken geri kalanların salatalığa talim etmesinden kaynaklanıyor. Başkası daha iyisini alıyor diye mis gibi yiyeceği reddetmek, Ültimatom Oyunu oynayan insanların performansına çok benziyor. Herhangi bir şey almanın hiçbir şey almamaktan daha iyi olduğunu düşünen iktisatçılar , bu tepkiyi "akıldışı" buluyor. Hiçbir maymun, normalde yiyeceği bir gıdayı reddetmemeli, hiçbir insan düşük de olsa bir teklifi reddetmemeli, onlara göre. Para paradır. Bu tepkiler akıldışıysa bu, türler ötesi bir akıldışılık. Bir şebek üzerinde bütün canlılığıyla gördüğümüz zaman, adalet duygumuzun, çok övündüğümüz akılcılığın ürünü-olmadığını, en temel duygulardan kaynak­ landığını anlıyoruz.
"Ültimatom oyunu deneysel ekonomi ile ilgilenen bilim adamları tarafindan üzerinde çok çalışılmış basit bir pazarlık oyunudur.."
Biliminsanları bir milyon kişinin 100 milyar doları paylaşmaya çalıştığı bir Ultimatom Oyunu deneyi yapmayı başarabilselerdi, kim bilir nasıl sonuçlar elde edilirdi? Muhtemelen tuhaf ve nefes kesici yeni dinamikler gözlemlenirdi. Bir milyon insan topluca karar veremeyeceğine göre her grup küçük bir yönetici elit oluşturabilirdi. Bir grup 90 milyarı kendine saklayarak karşı tarafa 10 milyar dolar önerseydi sonuç ne olurdu? İkinci grubun liderleri bu haksız teklifi memnuniyetle kabul edip 10 milyarı İsviçre'deki banka hesaplarına akıtırken ödül ve cezalarla grup arkadaşlarının isyan etmesini engelleyebilirdi. Yönetim, muhaliflerin derhal cezalandırılacağına dair tehditler savurabilir, sabırlı ve uyumlu davrananlara öteki dünyada sonsuz ödüller vaat edebilirdi. Antik Mısır ve 18. yüzyılda Prusya'da bunlar yaşandı ve dünyanın her köşesindeki sayısız ülkede işler hâlâ böyle yürüyor. Bu tehdit ve vaatler istikrarlı hiyerarşiler ya da kitlelerarası işbirliği ağları yaratabiliyor, tabii insanlar bu düzenin insanların kaprisleri yerine doğanın değişmez kanunları ya da tanrının kutsal emirleri olduğuna inandığı sürece.
Sayfa 152Kitabı okudu
Reklam
25 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.