Belki sondur, belki başlangıç.
Belki bir halden diğerine geçiştir.
Dünyanın çatısında,
Asya'nın kalbinde,
Yeryüzünün en ücra köşesinde..
Hemoglobin oranım yükselsin, sorun değil. Kanım pıhtılaşsın, başım dönsün, midem bulansın.
Aradığım, kilometrelerce ötedeki kulağım, hissedenim, duyanım, imkansızım değil, en yakınım ordadır belki.
Yedi
Kitabı bilmeden okunan muhteşem eserler katagorisine koymalıyım. Hakkında hiç bir fikrim olmadan rastgele bir şeçim neticesinde okumaya başladım. Okumaya başlayalı daha bir kaç sayfa olmuştu ki eser kalitesini, mükemmel sunusunu ortaya koydu. Öncelikle tasvirler, gözlemler çok başarılı. Öyle ki; eserde ifade edilen anlatımlara kayıtsız
Çok kıymetli yazarımız, Servet SOMUNCUOĞLU topçuların, popçuların, evlilik ve yarışma programlarında boy gösterenlerin kabul gördüğü toplumumuzda belki de birçok insan tarafından tanınmadan 06 Ağustos 2013 günü, İstanbul'da 49 yaşında iken bu âlemden göçtü. Kaldı ki hiçbir zaman böyle bir derdi de olmadı. Onun tek derdi TÜRK kültürüydü bu uğurda,
Doğanın gizemini çözmek gibiydi itilmiş kenar mahallelerde, yıkılmış, çatısı çarpık evlerde büyüyen çocukların zihinlerinde gezinmek. Kimisi 10 yaşına geldiğinde karnı zil çaldığı için annesinin pişirdiği yemeği beklemeden dolaptaki ucuz abur cuburlara saldırdı. Yemeğin pişmesini bekleyemediği için annesinden terlikle dayak yedi. Kimisi okulda
Öncelikle Tengri inancı Türklerin, henüz İslamı bırak, İslamın babası olan Yahudi inancı bile tam olarak oluşmamışken var olan bir inançtır. Antik Türkler, herşeyi kapsayan en yüksek boyuttaki Tengri'nin varlığına inanmaktalardı. Ancak bu Tengri, İslâmiyet'teki Allah'ın aksine insanların ve evrenin diğer varlıklarının yaşam