Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Reklam
"Peki sen kendini biliyor musun?" Ne var bilmeyecek biliyorum tabii. "Gerçekte sen kimsin?" Herkes kadar akıllı, herkesten fazlasıyla deli . Bir hücreye kapatılmış, etten ve kemikten artısı olmayan, sıfırım. Evet, doğru Bu yaşam benim hücrem. "İnsan düşüncelerinin kölesi değil midir, Umay?" Düşüncelerimi katma, onlar pek de benim sayılmazlar. Yarı bana aitler, yarı değiller. Ama eğer insan illa bir şeyin kölesi olacaksa o da kesinlikle söyleyemediklerinin kölesi olması olurdu. Evet, insan söyleyemediklerinin kölesidir .
Sayfa 110 - fihristKitabı okudu
“Neden mutsuzsun biliyor musun Umay? Bakmayı bilmiyorsun.Olayları,başına gelenleri nasıl yorumlaman gerektiğini bilmiyorsun da ondan.”Cehalet mutluluktur.”Bu,savaşta bir avuç insanı kandırmak için ortaya atıldı. Bunu diyen ilk kişi zengin oldu. İnsanlara mutluluk veren tek şey bakış açısıdır ..Nasıl bakarsan öyle mutlu olursun.Evrendeki her şey sana cevap verir,sen ne hissedersen her şey o olur.İstediğin tek şey acı ve doyasıya alıyorsun.İsyan edeceksen Tanrı’ya edip kolayına kaçma,kendine et.
Sayfa 85 - fihristKitabı okudu
Sana yazarak kurtuluyorum. Bir de cubuk kraker yiyorum. :)
Reklam
Orospu kırmızı
Ben aptalim, ben asigim.., gelen ve terk eden olmak nasil bir haz...
Orospu kırmızı
Nekadar cok sey ögrendim senden ama ne kadar az yasadim..
Sayfa 30 - AltıkırkbeşKitabı okudu
Yine aramissin beni. Biraz daha gec kal ki bir sey daha bulayim.. Bir gercek daha. Yaninda dublörüyle. Bir gercek daha ister misin; özlemiyorum seni.
Sayfa 51 - AltıkırkbeşKitabı okudu
Çocukluk ayakkabılarımı siyaha boyamışlar... Allah hepinizin belasını versin.
Sayfa 57
Reklam
Bana savaşı öğret ki yenildiğimde ölebileyim.
"1944-1945 Irkçılık-Turancılık Davası" adlı tefrika da Orkun'un üçüncü sayısında yayımlanmaya başlamıştır. Tefrika, dava hakkında bire bir tanıklığa dayanan ilk teferruatlı çalışmadır. Derginin 7. sayısının (17 Kasım 1950) son sayfasında tefrikanın “kısım kısım ayrı arkadaşlar” tarafından yazılacağı, girişin Atsız tarafından
Umay
Bazı kaynaklarda, eski Türk inanç sisteminde hamile kadınları, lohusaları, anneleri ve çocukları koruyan ruh olduğuna inanılan Umay, bazı kaynaklarda da bütün Türkleri koruyan, koruyucu bir ruh olarak tanımlanır. Değişik Türk boylarında, değişik inanç boyutlarında "Umay" anılmakta, kimi zaman "tanrı" olarak da tanımlanmaktadır. Kayalara resmedilen hali ile beyaz giysili, yere kadar uzanan, beyaz gümüş saçlı, orta yaşlı bir kadındır. Zaman zaman kanatlı olarak resmedilmiştir. Değişik resimlerine de rastlanmıştır.
Sayfa 233 - Panama yayıncılık 4.BaskıKitabı okudu
Mardin güzellemesi :)
mardin,de zaman asla yok. olmayan bir rüya gibi. buradaki büyüyü sadece inançlarla açıklayamıyorum. başka bir şey var. unuttuğumuz ve yanılttığımız bir şey. uzun insanlık tarihinin ölüme izin vermeyen gizleri duruyor karşımda. burada hiçbir şey yok olmuyor. sadece bir süreliğine kayboluyor. doğup ölmüyorsun. doğuyorsun ve yok oluyorsun. bir kapı açılıncaya dek, belki birbirimizi sevmeyi öğrenene dek, gizli kaldığı yerden çıkmayacak bir şey.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.