Karanlıklar içindeyiz çamurlar içindeyiz
Tutun kaldırın bizi o yalancı sevginiz sizin olsun
Biz yşamak için geldik yeryüzüne
Alın başınıza çalın merhametinizi
“İyi olmak için bir efendiye ihtiyacımız yok kızım. İyilik de kötülük de içimizde, bizimle beraber doğdu, bizimle birlikte yok olacak. Önemli olan yaşarken neyi seçtiğin, hem de cennet ödülü ya da cehennem cezası olmadan. Hem de ölüp gideceğini bile bile. Perdenin ötesi diye bir yer olmadığının farkında olarak. Üstelik senden sonra gelecekleri hiç kıskanmadan, üstelik biz görmesek de onlar daha mutlu olsun diye çabalayarak. Benim payıma düşen de buymuş, teşekkürler hayat diyerek. Bence yaşamak bu kadar basit, aynı zamanda bu kadar güzel, bu kadar heyecan verici. Bütün mesele sahiden alçakgönüllü olabilmekte.”
Dündar Taşer'in Vefat Yıl Dönümünün Hatırlattıkları:
Elli yıl sonra (Sirkeci Postanesi'nde Ankara ile konuşmak için sekiz saat telefon sırası)
"1972 yılı Haziran ayında Bursa İktisadi Ticari İlimler Akademisinde yaz dönemi imtihanları tamamlandığında arkadaşların üçü Ankara'ya döndüler, ben de İstanbul'a gittim.
Ya ellerinde yaşar, ya dizinde o martı
Sen bir dalga ol da git hep izinde o martı Hiç bırakma ne olur, bir gün çığlık çığlığa
Ölürse mutlu ölsün denizinde o martı.