"Keder vardır hani bazen
savrulan yapraklarda.
Ümit yoktur hani bazen
kırılan ince dallarda.
Şimdi susan anılarda
kaldığın aşk olsun senin…
Bir kış günü yollarda kar
Gökyüzünde mor bulutlar.
Üstelik vuslata çok var.
Gurbetin aşk olsun senin…"
Gösterdiğiniz bu sabır, çaresiz bir korkaklık; beklediğiniz ümit, nihayetsiz bir aptallık... İşte ölüyorsunuz... İtaat bir saygı değil, korkudur. Bağırın artık bu haksızlığı...
Fakat Zübeyde Hanım doğmadan büyük bir ümit ve sevgiyle bağlandığı yavrusunun milletinin kaderini değiştireceğinden, Ali Rıza Efendi ile kendisini bahtiyar kılacak bu çocuğun çöken devletin istikbaline ışık olacağından habersizdi.