“Dinsiz bir adam, gayet karanlık bir gecede fırtınaya tutulmuş, yelkensiz, dümensiz, safrasız bir gemi gibi bu ummân-ı havadisin emuâc-ı müthişesi (hâdise-lerin müthiş dalgalanması) arasında çalkalanır durur.
Nihayet sâhil-i selâmete ermeden dehşetli bir kayaya çarpıp parça parça olur!..
"Ey beni buraya getirip getirip bırakmış şeyler
ey aklımın tam ortasında yırtık o umman
işte kırk yıldır fenayım aslında
işte kırk yıldır kendimin kardeşi gibi buralarda."