“Ne diren, ne zorla. Yolunu değiştirene izin ver. Sana uğramak istemeyenin yoluna çıkma. Birlikte yürümen gerektiğin kişiyle, kendi yolunda yürürken karşılaşacaksın. Kendine ve yoluna odaklan. Senin olan seni bulacaktır..”
Âlem bir aynadır. Başkasının rızkına göz diken insan kısa süreliğine kazanmış gibi görünse de mutlak surette iç huzuru yok olacak ve günün birinde yaşattığını mutlaka yaşayacaktır.
Camileri sadece namazgâh, evleri birer korunak , okulları dört duvardan ibaret görmek elbette ihtiyaçları karşılar ancak insanın içindeki huzuru, aşkı ve inancı yok ederek kocaman boşluklar oluşmasına yol açar. Sanat, estetik ve ruhsallıktan uzak bir biçimde dünyaya saygı duymadan inşa edilen yapılar şüphesiz ki canlılığı da yok edecektir. İnsanlar yapılar inşa edermiş gibi görünseler de aslında bir süre sonra inşa ettikleri yapıların biçimini alırlar. Ruhsuz, donuk ve soğuk beton yığınlarıyla dolu bir yere yaşam alanı diyebilir miyiz?