akşam en güzel masaldır iyi anlatılırsa doğru olan her şeyde biraz öfkeli, biraz yılgınlık vardır der, bir kıssa. câm incelince şarap da incelir yaşam, acıdan kırmızıya ölüm, hüzünden beyaza ve bir gül gelirse bu yol ayrımından gelir mutlaka ve nasılsa kendi elimizle kurduğumuz gurbetten daha zor bir sürgün yoktur yaşasak da yaşamasak da. umuda ve sonbahara hüküm ki: gülün saltanat devrinden ne sevdikse bugünden ve ne kaldıysa dünki acıyı yakuta döndürsün, hüznü döndürsün elmasa. akşam en güzel masaldır çünki
Hilmi Yavuz
Hilmi Yavuz
Akşam en güzel masaldır iyi anlatılırsa. Doğru olan her şeyde biraz öfke, biraz yılgınlık vardır der, bir kıssa, câm incelince şarap da incelir, yaşam acıdan kırmızıya,
Reklam
Alfabe
-İsmet Özel'in Amentüsüne meyan kökü basarak- Bazı insan Ceviz adamdır derdi babam Bu sözün ne denli küfür olduğunu hala bilmiyorum Ama bir bahar akşamı Kalbimden kesince duvağı Dilimi kemiğinden daha gür bir küfür kavradı Aktı gitti bir incinmişlikten Akıp gitti ademden serüven Şarap görmemiş bir mahzen Aşk diye kendinden
Neden Siyahasöz?
İnsanın en sevdiği olup, ihanete uğraması. Işığa, Umuda doğru koşup, yerden yere savrulup ayakları üzerinde duramaması. Güzel şeyler olması ümidi ile uyuduğu her gece, kötü kabuslar görüp, sabah a kalmamayı istemesi. Her günü yorgun, beklentisiz, insanların sahte yüzlerine kanıp, dünyada var olmaması nedeni ile Siyahasöz
sen benimle gökyüzünde koşmayı sen benimle ölürken buluşmayı paylaşabilir misin güneşi koklayınca çatlayan bir tohumu ırmağın yüreğinde çiçeklenen yangını her akşam yalnızlığı uyandıran toprağı her sabah bir gölgeyi sevindiren yaprağı paylaşabilir misin sen benimle gökleri paylaşabilir misin hani salkım saçaktır bulutlarda sevgiler hani bir turna
Otobüsün camına yaslanan, dışarıya bakmayı seyreden hüzünbazlardık, ama yine de muavinin sunacağı krakerli, topkekli ikramla mutlu olacak tiplerdik, yeter ki ortada mutlu olunacak bir şeyler olsun. İçimizi kemiren şeyleri unutturan küçük şeyler de vardı. Yol boyunca mutlu olan, varınca içten içe ölmeye hazırlanan canlılardık artık, çünkü bizim için yolun bitimi ölümdü. Sevmezdik varmayı, bir cam kenarında devam etmek isterdik hayata. Yıllar geçti, geçtikçe daha çok geçti. Umuda ve mutluluğa doğru sefere çıkan otobüsümüz yer yer sancılı duraklarda mola verse de biz kendisinden ve muavinden memnunduk. Bir ömür cam kenarında tek bırakılmak istemiştik ama nafile. Yaklaşıyorduk artık otogara, acının tam merkezine, kalbin yükünün arttığı, çekim gücünün fazlasıyla hissedildiği alana... Belki de anıların mezarındaydık... Zaman biraz daha geçti, bir ses geldi ön taraftan. Şoför bey konuştu: “Beyler vardık, geçmiş olsun.” Belki de yeni bir ölümün başlangıcıydı bu, varmak ölümdü.
Reklam
193 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.