Tuhaf bir his vardı içimde; endişelenmiyodum hayır, keder gibi, belki daha da beter bir şey... Nüzhet... Evet, Nüzhet artık yoktu. Hayatımın anlamı olan kadın, binlerce kilometre uzaklıktaki bir ülkeye değil, yokluğa gitmişti. Karanlığa, boşluğa, sonsuzluğa... Eskiden ona duyduğum derin hasreti, bir gün yeniden görüşebilmek, yeniden başlayabilmek umuduyla bastırırdım. Artık o umut yoktu, aptalca da olsa beni hayata bağlayan bütün o mutluluk hayallerini artık kuramayacaktım. Nüzhet'in Chicago'ya giderken bıraktığı veda mektubunda yazdığı gibi, bitmişti. Yirmi bir yıl önce okuduğumda inanmadığım, kabul etmediğim bu tek kelimelik cümle, gerçek anlamını şimdi kazanıyordu. Evet, bitmişti.
Umut tuz gibidir, insanı doyurmaz ama ekmeğe tat verir.
Reklam
Ara ara kalbimden geçen umut kırıntıları umutsuzluğun kendisinden de ısdıraplı.
Sayfa 184 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Sen bugünden yarına Birazcık umut sakla Yarın farklıdır bugünden, Adı değişir hiç olmazsa. Kara bir suyu Geçiyoruz şimdilerde Basarak yosunlu taşlara. Sen bugünden yarına Birazcık umut sakla.
Sayfa 194 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 1. Basım, 2013
Hiç kimsenin birbirine, hatta çoğu kez kendine bile inanmadığı bir çağda, hayatını biriyle birleştirmek, umut adına bir inattır.
Sayfa 221
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.