İnsan sevdiğini kırmaz, derler. Ne tuhaf, hâlbuki bu çağda hiç kimse kırmakta tereddüt etmiyor. Aragon'un o şiirini anımsatıyor "severken kıranlar": "...ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi"* Zannederiz kırmadan, kırılmadan yaşamak mümkün değil sevgili okur. Bu da bizim talihsizliğimiz. Var olun. *Cemal Süreya çevirisinden... #biryudumkitap
🎯 TÜRKLER NASIL HEDEFE KONMUŞ 🎯 Gök ruh diye bir okul kurmuşlar emperyalizmin planlarını bu digital terör yayan işbirlikçi tipler aracılığıyla insanlara değişim diye anlatıyorlar. Sahaya sürülen Atatürk gömleği giydirilmiş olanda seçildim Atatürk benim devleti ben yöneteceğim diyor. Gök Türk devleti falan diyerek taraftan topluyor. Ocak kurmuş örgütlü. Buna çok dikkat edin. Kötülük örgütlü çıkacak karşınıza dedim. Plana bakar mısınız? Ülkeyi yönetenler bu planın neresinde duruyorlar göreceğiz. Dijital bir oyun oynanıyor. Bu konuda kitaplar yazılıyor. Bir sabah ülkemizi bir başka rezalete uyandırmak için tuzak hazırlığı içindeler. Gök Tanrı ve yeryüzünde onun adaleti Türkler hedef alınmıştır. Gök Tanrı tarafından sırlanmış beyin savaşları komutanı Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri görevinin başındadır. Bunu aşamayacak olduklarını bildikleri halde cehalet ve ihanete güveniyorlar. Ahlak karşısında ve Tanrının adaleti karşısında kaybedeceklerini bildikleri halde bu azgın oyunu oynayacaklar. Adım adım izliyorum. İhtiyaç oldukça bilgi vereceğim. Önder Karaçay
Reklam
Okumanın Büyüsü; Okumak, ruhun en derin köşelerine yapılan bir yolculuktur.Her sayfa, her cümle , bizi bilinmeyen diyarlara , farklı zaman dilimlerine ve sayısız hayatın içine sürükler.Kitaplar , insan zihninin en özgün yaratılarıdır; bir yazarın kaleminden dökülen kelimeler , okurun dünyasında bambaşka anlamlar kazanır.Her karakterin acısı, sevinci, umutları ve hayal kırıklıkları , bizlere ayna tutar ve kendi iç dünyamızla yüzleşmemizi sağlar. Bir kitabı elinize aldığınızda , aslında sadece mürekkep ve kağıttan oluşan bir nesne tutmazsınız.O kitap, siz onu okudukça canlanır , nefes alır, konuşur. Öyle ki ; bazı cümleler yüreğinize işler ve asla unutamayacağınız izler bırakır.Dostoyevski'nin ''Suç ve Ceza'' da Raskolnikov'un vicdan azabı , Yaşar Kemal'in ''İnce Memed'' de özgürlüğe olan tutkusu ya da Orhan Pamuk'un ''Kırmızı Saçlı Kadın'' da masallarla gerçeklerin içiçe geçtiği hikayeleri , bizlere insan olmanın karmaşıklığını anlatır. Okumak, sadece bilgi edinmek değildir.O, aynı zamanda bir kaçış, bie sığınak, bir meydan okumadır.Bu yüzden , kitaplar sadece kütüphanelerde değil , kalplerimizde yer bulur.Okumanın büyüsü , kelimlerin ötesine geçer ve hayatlarımızı daha zengin , daha anlamlı kılar. Kitap kokusu sarsın sokaklarımızı............
Gizli Tarih, kenar notu 6, Bölüm 2
"Consummatum est." – Bu sözler romanda iki kez geçiyor: ilki Henry'nin Camilla'nın ayağından cam parçası çıkardığı (Bölüm 2), ÖNEMLİ SPOILER! ikincisi ise Richard'ın Bunny'nin cinayetini hatırladığı kısımda (Bölüm 6). Hepimiz gibi internette bulunan biri, bu kalıbın İsa peygamberin çarmıhtaki son sözleri olduğunu
İnsan sevdiğini kırmaz, derler. Ne tuhaf, hâlbuki bu çağda hiç kimse kırmakta tereddüt etmiyor. Aragon'un o şiirini anımsatıyor "severken kıranlar": "...ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi"
Louis Aragon
Louis Aragon
Kaf suresi
Onlardan önce Nûh kavmi, Res halkı ve Semûd kavmi, Âd ve Firavun, Lût'un kardeşleri, Eykeliler, Tübba'ın kavmi de yalanlamıştı. Bütün bunlar (kendilerine gönderilen) peygamberleri yalanladılar, böylece kendilerini uyardığım şey gerçekleşti. (12-14) - Kâf - 13. Ayet
Reklam
Erich Fromm, insanın kendisini sahip olduğu şeylerle tanımladığını söyler. Bir eşe, çocuklara sahip olmak, diplomaya sahip olmak, işe sahip olmak, bir insana kim olduğu sorusu sorulduğunda kişinin kendisini tanıtmak için anlattığı şeylerdir; halbuki, Fromm'un da vurguladığı gibi, bunlar kim olduğumuza değil, neye sahip olduğumuza dairdir ve gerçekte bizi tanımlamaz..
Herkes neden düşman? Unuttuk hepsini, Nuh'un nefesini Gelme yanıma, sen başkasın, ben başka
Günaydın. İnsan sevdiğini kırmaz, derler. Ne tuhaf, hâlbuki bu çağda hiç kimse kırmakta tereddüt etmiyor. Aragon'un o şiirini anımsatıyor "severken kıranlar": "...ve kırar göğsüne bastırırken sevdiği şeyi"* Zannederiz kırmadan, kırılmadan yaşamak mümkün değil sevgili okur. Bu da bizim talihsizliğimiz. Var olun.
TANRI'NIN GÜCÜ VE TANRI'NIN BİLGELİĞİ
Kutsal Kitap'ın ve Hristiyan inancının pek çok kısmı bu dünyanın bilgeliğine ve yöntemlerine doğrudan aykırıdır. Dünya belli bir şekilde düşünür; belli standartları vardır; belli ilkelere göre hareket eder. Ancak Tanrı'nın Sözü'nde açıkladıkları tüm bunlara doğrudan aykırıdır. Tanrı olaylara tamamen farklı bir açıdan bakar. Kutsal
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.