Ben! diye bağırdım bütün gücümle. Sonra adımı tekrarladım birkaç kere. Ben, burada gizli bir mezhebin kurbanı olarak bir saksı çiçeği gibi kuruyup gidiyorum. Ben, çiçeklere bakmasını bilmediğim gibi, kendime bakmasını da bilmiyorum. Ben, yalnızlığı istemekle suçlanıp yalnızlığa mahkûm edildim. Bu karara bütün gücümle muhalefet ediyorum. Ben yalnızlığa dayanamıyorum, ben insanların arasında olmak istiyorum. İnsanların düşmanlara da ihtiyacı vardır. (Dostlarının değerini bilmek için.) İşte tek başıma yıkılmış durumdayım: ne yemek pişirmesini, ne de okumasını becerebildim; ne İngilizceyi, ne de tabiatı sevmesini öğrenebildim. (Sabahları onbeş dakikalık tabiatsevgi gösterisinden sonra, yarım saat de konuşma talimi yapmalıydım.) Yeni bilgiler öğrenmek bir yana, eski bildiklerimi unutmağa başladım. Düşüncelerimin doğruluğunu ölçmekten yoksun kaldım artık. Kimsenin gözünde anlattıklarımın yansımasını göremiyorum, artık? Her şeyi unutuyorum, noktalamayı bile? Ünlem işaretinin nerede kullanılacağını bilmiyorum? Üstelik ne ıstırap çekmeyi ne de gerçekten korkuyu öğrenebildim (ya da öğrenemedim). Hangi sözü kullanacağımı bilmiyorum. Yalnızlığımın yalnız bana zararı dokundu. (İşte, bir cümlede iki kere 'yalnız' kelimesi kullandım.) Yenildiğimi kabul ediyorum?
Sayfa 79 - İletişimKitabı okuyor
Uzun hayat çizgim bir ünlem işaretiyle son buluyor.
Sayfa 15
Reklam
Aşıklar ve şairler dil bilmez, acıdan başka, soru işareti gibi sevinir, ünlem gibi ağlarlar, virgül bile yetişemez gözyaşlarının hızına!
İnsanoğlu bir gün; Virgülü kaybetti: Söyledikleri birbirine karişti. Noktayı kaybetti: Düşünceleri uzayıp gitti, ayıramadı onlari. Ünlem işaretini kaybetti bir günde: Sevincini, öfkesini, bütün duygularıni kaybetti. Soru işaretini kaybetti bir başka gün: Soru sormayi unuttu. Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu. iki noktayı kaybetti bir başka gün: Hiçbir açiklama yapamadı. Hayatinin sonuna geldiğinde Elinde sadece tirnak işareti kalmişti. “içinde de başkalarinın düşünceleri vardi yalnizca.”
bütün gerçeklikleriniz ıskalanmış bir hakikati işaretliyor ancak haykırışını yitirmiş bir ünlem gibisiniz
“Tanrı, tüm kırılmış parçaları yeniden birbirine yapıştıran bir ünlem işareti; kişi inanıyorsa eğer, demek ki çok yorulmuştur ve yaşamını tek başına yönetecek durumda değildir.”
Sayfa 119
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.