bazılarının, bir insan için çocukluk en mutlu dönemdir demesini anlayamıyorum. benim için kesinlikle değildi. sanırım bu yüzden, çocuksu cennete ve çocukların masumiyetine inanmıyorum. çocukluğumu hep bitip tükenmeyen bir korku ve hüzün olarak hatırlıyorum. belirsizliğin korkusu. unutamadığım seyler var, hatıraların bu kadar net ve unutulmaz olması çok ilginç.
______________
Carlos Saura'yı tanımaya ve hemen ardından sevmeye başlamamın nedeni olan eser. film, çocukların bakış açısıyla yetişkinlerin yaşantılarını sunuyor izleyicilere ve yer yer çocukların, yetişkinlerin hareketlerine absürt bir yaklaşımda olduğu hissettiriyor. öncelikle çocuk ana karakterimiz olan Ana, ailesiyle olan dünyasındaki izler, bilincinde bir sis tabakası olup içinde bir kargaşayı peyda ediyor ve giderek toplumda "çocuksu masumiyetini" terk edip kendi iç dünyasında izole bir yaşam kurmaya çalıştığını gözlemleyebiliyoruz. annesinin sevgisizlikten öldüğünü ve babasının, annesinin ölümündeki tek neden olduğunu düşünüp babasından ,baba figüründen, giderek uzaklaşıp anne figürüne bağlanmayı tercih ediyor fakat yine de cinsellikle ilgili belirli düşüncelere sahip ve bu düşüncelerin sanırım babasının hareketleri doğuruyor. freud'un savunduğu oidipus kompleksinin aksine Ana babasından uzaklaşıp annesine bağlı olsa ve yine annesiyle özdeşleşmek istemez ya da annesinin sonuna :). babasının öldüğü gece de iç dünyasındaki sanrısına göre içeceğe koyduğu zehir yüzünden yani onu, kendisinin zehirlediğini düşünüyor fakat dış dünyaya göre kalp krizinden ölüyor. zaman geçtikçe geceleri annesinin sanrısını gördüğü için artık uyumamak için debeleniyor ve annesiyle olan anılarını mütemadiyen hatırlamaya çalışıyor. sık sık onu yaralayan geçmişe de dönüp ızdırabı izleyicilerle yaşıyor ve bu ızdırapta giderek annesine benzdeğinin farkına varır; sevgisizlik sebebiyle kırılgan bu kırılganlığa karşı içindeki öfke ise acımasızlaştırıyor onu. teyzesinin babasına benzer durumu ve annesinin sanrısına karşın bir tehlike olduğunu düşündüğü için babasını öldürdü sandığı zehiri teyzesinin sütüne de koyar fakat sabah teyzesinin sesini hem Ana hem de seyirciler duyar ve hangisinin Ana'nın kurgusu olduğunu kesin bir şekilde anlayamıyoruz. filmin en alıcı noktaları ise, bence Ana'nın tek başına öylece durup şarkıya eşlik ettiği ve her an geriye dönüş yapıp anılarını bizimle paylaşmasıydı. filmin bir de ispanyanın iç savaşıyla ilgili simgelere dayandığını öğrendim ama bunu filmi izledikten sonra sizin araştırmanızın daha iyi bir izlenim vereceğini düşünüyorum.