Gökçen 1 / Unutulan Çiçekler
Her şeyi bir kenara bırakıp ilk öncelikle şunu söylemek istiyorum. Bu nasıl bir kapak tasarımıdır Allah aşkına ya? Hiç kimse mi çıkıp “Bu ne?” demiyor bu kapak tasarlanırken? Kapakta Kurşun Asker, Asker Künyesi ve Unutmabeni çiçekleri olmasaydı kitapla hiçbir alakası olmayan bir kapak tasarımı olurdu. Ayrıca ben
Gerçekten güzel bir gündü, ilk hindiba çiçekleri küçük güneşler gibiydi, ilk papatyalar kar aklığındaydı. Kahverengi fındık ağaçları, yarı açılmış yaprakları, tozuyan, son tırtıl çiçekleriyle dantel gibiydi. Tabak gibi açılmış, sımsıkı yere yapışık, sarı ışıltılı kırlangıçotları her yanda küme kümeydi. İlkyazın koyu sarısıydı bu. Çuhaçiçekleri iyice açılmış, birçokları da solmuştu, sık, dolaşık çuhaçiçekleri utangaçlıklarını yitirmişlerdi artık, sere serpe açılmışlardı. Solgun başaklar gibi tomurcuklanan sümbüllerin yapışkan koyu yeşili bir deniz gibi uzanıyordu, yol kıyısında da unutmabeni çiçekleri göze çarpıyor, hanımküpeleri mürekkep moru bürümcüklerini açıyorlardı, bir çalının dibinde de mavi kuş yumurtalarının kırık kabukları vardı. Dört bir yanda, yaşamın kımıltısı düğüm düğüm tomurcuklar!
Senden çoktan umudu kestim ama
Ellerimde hâlâ unutmabeni çiçekleri
Canım bedenimden sökülürcesine
Yüzüm yerlere dökülürcesine
Son bir bakış için ölürcesine
Nasıl özlüyorum seni