Sahte Alıntılar
Oğuz Atay
Oğuz Atay
'a ATFEDİLEN SAHTE ALINTILAR. BUNLAR
Oğuz Atay
Oğuz Atay
'a AİT DEĞİLDİR... #Biliyor musun Olric Neyi efendimiz? Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. Neden efendimiz? Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Ne demiştim, hatırla, hep hatırla! Hani daha yola ilk adım değmemişken… Unutma her şeyde biraz biz saklı. Sığın bize. Hatırla, sığındıkça çoğalır insan. Sen yağmuru sevmezsin.
Reklam
Bir İnsanı Unutmak Zorunda Kaldın mı Hiç?
Hiç bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda kaldin mi hiç?
Oğuz Atay adına sahte alıntılarla mücadele kılavuzu
⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗ Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum. Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim... ____________________________________ Biliyor musun
“Ne güzeldir yaşamın henüz neresinde olduğunu bilmezken, yaz mı kış mı bilmezken, yanaklardan yaşlar süzülerek o yaşlarla kendini ömür boyu sulayacak sarnıcı doldurmak, biriktirmek. Ne güzeldir o hapishanenin bahçesinde çiçek yetiştirmek ve dünyanın omuz omuza sımsıkı doluluğunu yapayalnızken hissetmek. Ne güzeldir hiç beklemeden yirmi yıl beklemek ve kendine mahcubiyetle elini uzatmak. Ne güzeldir unutulmak ve kendini unutmak. Ne güzeldir kendini sevmek için değil görüp duyduklarınla hatırlamak. Mor salkımlar, bal çiçekleri, taş yosunları, kertenkeleler ile bir dili konuşmak. Ne güzeldir suçsuzken ağlamak, yol görmeden yürümek, uçup gitmiş ipek böceği kozalarını biriktirmek, ipeğe ve kaynamaya inanmamak, mercanköşk dalına yaslanarak ama eğmeden yaşamak. Okunan ve içeriyi kanatarak yol alan her dizeye rağmen dışarıya tebessüm etmek, şairin acısını dindirmek, etraf bütün duyulana bîgâne iken içeride kazına kazına yol açan her dize ve düşünceyi ağrıya rağmen ele vermeden içinde tutmak, onlarla, çevrenin uğultusuna karşı gitgide sessizleşen bir içeri ile yaşamak.”
Şule Gürbüz
Şule Gürbüz
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?
106 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
"Hayatı sevdim. İnsanları sevdim. Ama yenildim ..."
İlk okumadan kalemine hayran kaldığım bir yazar daha... Sevgi Soysal. İsmi gibi herkese sevgisini vermiş, kendisine hiç sevgi kalmamış gibi yazan Sevgi Soysal. Bu nasıl yazmaktır? Bu nasıl düşündürmektir insanı, Sevgi Hanım? Sizi tanıdığım için çok mutlu oldum kendi çapımda... Sevgi Yenen, 1936 yılında mimar-bürokrat bir babanın ve Alman bir
Tante Rosa
Tante RosaSevgi Soysal · İletişim Yayınları · 20193,957 okunma
Reklam
88 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 days
Bir örtü ki gözyaşlarıyla nemlidir ...
"Bilir misiniz, bazen kendim için nasıl bir hayat hayal edi­yorum? Kısa, kısa bir hayat." Mehmet Rauf 1875'te İstanbul'da doğdu. 1931'de yine İstanbul'da yaşamını yitirdi. Türk edebiyatında psikolojik roman türünün ilk örneklerinden olan "Eylül" isimli romanıyla tanınır. Ferdâ-yı Garâm (Aşkın Yarını),
Ferdâ-yı Garâm
Ferdâ-yı GarâmMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,560 okunma
Hayatta bir babanız olduğunu düşünün, varlığını bildiğiniz ama hissetmediğiniz ona dokunmadan büyüdüğünüz, eksikliğini unutmak için içinize döndüğünüz bir çocukluk düşünün… Var ama yok ifadesini açık açık yaşadığınız, eksikiliğini hiçbir artının dolduramadığı bir hayat… Dünyaya bir kere gelip böyle yaşamak kolu olmadan doğan bebek gibidir. O kolu oraya kimse getiremeyecek. Hiçbir güç hiçbir çaba, emek ,para bu eksiği kapatamayacak. Bir yanın hep eksik, bir yanın da her an eksilebilir korkusu var. Sevilmek bazen çok uzak… Hayat yorucu. İnsanlar sandığımız kadar masum değil. Baba kelimesinin lügatımda olmaması ne kadar acımasız. Çocukluğumun eksik yanlarını doldurmanı istiyorum senden Yapabilir misin ? Yapmanı istiyorum… MT.
312 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 23 days
Umursamadığı bir kalbin kapısını, sırf meraktan çalmamalı insan.
Bir insanı, bir olayı, bir konuyu tamamen hafızanızdan silip atma şansınız olsa bunu yapar mıydınız? Yoksa "yaşanmış bütün yaşanmışlığıyla; acısıyla, tatlısıyla güzeldir," diyenlerden misiniz? Birçoğumuzun en büyük problemi sanırım "geçmişte takılı kalmak" Kopamıyor, kopmaya çalıştıkça daha da içine düşüyoruz. Ve bu durum
Unutma Dersleri
Unutma DersleriNermin Yıldırım · Doğan Kitap · 20193,756 okunma
Ne güzeldir yaşamın henüz neresinde olduğunu bilmezken, yaz mı kış mı bilmezken, yanaklardan yaşlar süzülerek o yaşlarla kendini ömür boyu sulayacak sarnıcı doldurmak, biriktirmek. Ne güzeldir o hapishanenin bahçesinde çiçek yetiştirmek ve dünyanın omuz omuza sımsıkı doluluğunu yapayalnızken hissetmek. Ne güzeldir hiç beklemeden yirmi yıl beklemek ve kendine mahcubiyetle elini uzatmak. Ne güzeldir unutulmak ve kendini unutmak. Ne güzeldir kendini sevmek için değil görüp duyduklarınla hatırlamak. Mor salkımlar, bal çiçekleri, taş yosunları, kertenkeleler ile bir dili konuşmak. Ne güzeldir suçsuzken ağlamak, yol görmeden yürümek, uçup gitmiş ipek böceği kozalarını biriktirmek, ipeğe ve kaynamaya inanmamak, mercanköşk dalına yaslanarak ama eğmeden yaşamak. Okunan ve içeriyi kanatarak yol alan her dizeye rağmen dışarıya tebessüm etmek, şairin acısını dindirmek, etraf bütün duyulana bîgâne iken içeride kazına kazına yol açan her dize ve düşünceyi ağrıya rağmen ele vermeden içinde tutmak, onlarla, çevrenin uğultusuna karşı gitgide sessizleşen bir içeri ile yaşamak. Ne güzeldir kış akşamı geceye dönerken köprünün oradan uzanan ızgara balık kokusunda bilmediğin bir sebeple sarsılmak ve isabet etmiş bir geçmiş acı ile topallayarak duvara tutunmak. Bilince, çünkü bilince artık acı da çekilemiyor, genç, genç irisi ne acı çekti ise vaktinde, yetişkinliği ve yaşlılığı, bunların anısı ve biriktirdikleri oluyor.
Sayfa 162Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.