Merhaba canlar...
Okudum bitti yazamayacağım bir eserle geldim. Her kitap kapağını kapatınca bitmiyor ve her zaman böyle anlatımlara denk gelemiyoruz. Bu konuda kendimi şanslı adledebilirim çünkü tanıdığım çok güzel ve güçlü kalmeler var. Nerdet Kılıç bunlardan biri. Çoğunuz gibi #kornelyusunezgisi y'le tanıdım, daha doğrusu tanımaya çalıştım.
Hiç
Hiç Bir insani unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insani hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda
kaldın mi hiç?
Hani ölmüş gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi,
her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip
ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi.
Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek,
ama ölmüş gibi
Ama bugünü,dünü unutmak için yaşamak,hiçbir halta yaramadı. Aksine.. Unutulması gerekip de unutulamayanlar,katlana katlana çoğaldı. Meğer önce yarını unutmak gerekiyormuş...
Asla hatırlamak istemediğim, ancak unutmak için anlatmaktan başka çaremin olmadığı o kadar çok şey yaptım ki... Üstelik bunları da başka şeyleri asla hatırlamamak için yaptım... Ama bugünü, dünü unutmak için yaşamak, hiçbir halta yaramadı. Aksine... Unutulması gerekip de unutulamayanlar, katlana katlana çoğaldı.
Gönül isterdi balık doğsaydım maalesef unutmak elimde değil
Tabii acı çekeceksin, görmenin bedelidir bu. Tabii için korkuyla dolacak, yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir. Büyümek zordur!!” diye haykırmıştı. “Sen bir inek değilsin, ben de gevişgetirenlerin havarisi değilim!
Anatole France’ın dediği gibi, “artık var olmayan bir zamanın ruhunu hissetmenin, kendini eski zamanların insanlarıyla çağdaş kılmanının güçlüğü, neyin bilinmesi gerektiğinden ziyade, artık neyin bilinmemesi gerektiğindendir. Gerçekten XV.yy’de yaşamak istiyorsak, ne kadar çok şeyi unutmamız gerekir: Bilim, yöntemler, bizi modern yapan tüm kazanımlar! Dünyanın yuvarlak olduğunu, yaldızların kristal bir gök kubbeye asılmış lambalar değil de birer güneş olduğunu, Laplace’ın dünya sistemini unutmamız ve yalnızca Aziz Thomas’nın, Dante’nin ve de bize evrenin yedi günde yaratılışını, krallıkların, Büyük Truva’nın yıkılışından sonra Priamos’un çocukları tarafından kuruluşunu öğreten, Orta Çağ’ın kozmogaflarının ilmine inanmamız gerekir.” Aynı şekilde, çocukken sahip olduğumuz duygusal durumla aynı duygusal içinde bir kitabı yeniden okumak için de ne çok şeyi unutmak gerekecektir!
Senli sabahlara uyanmak vardı
Sana günaydınlar büyütmek
Çayın deminde seni tatmak
Ekmeğin buğusunda seni cekmek içine
Sana sarılmak vardı
Titreye titreye sarılmak sana
Tutup ellerinden unutmak dünyayı
Şimdi nerelerdesin