Sahte Alıntılar
Oğuz Atay
Oğuz Atay
'a ATFEDİLEN SAHTE ALINTILAR. BUNLAR
Oğuz Atay
Oğuz Atay
'a AİT DEĞİLDİR... #Biliyor musun Olric Neyi efendimiz? Onunla ne zaman lades oynasak hep o kazandı. Neden efendimiz? Kalbimdeyken nasıl aklımda derdim?
Bir İnsanı Unutmak Zorunda Kaldın mı Hiç?
Hiç bir insani unutmak, bir insandan vazgeçmek, bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda kaldin mi hiç?
Reklam
Ne demiştim, hatırla, hep hatırla! Hani daha yola ilk adım değmemişken… Unutma her şeyde biraz biz saklı. Sığın bize. Hatırla, sığındıkça çoğalır insan. Sen yağmuru sevmezsin.
Oğuz Atay adına sahte alıntılarla mücadele kılavuzu
⭕ Oğuz Atay adına Sahte Alıntılar derlemesi❗ Not: Alıntıları toplayan ben değilim, alıntıları derleyen kişiler, bizzat araştırma sonucu derlemiştir. Ben sadece teyit amaçlı, bir faydası dokunur umuduyla paylaşıyorum. Ulaşmayı kolaylaştırmak açısından bio'ma da sabitleyeceğim... ____________________________________ Biliyor musun
88 syf.
·
Not rated
·
Read in 10 days
Bir örtü ki gözyaşlarıyla nemlidir ...
"Bilir misiniz, bazen kendim için nasıl bir hayat hayal edi­yorum? Kısa, kısa bir hayat." Mehmet Rauf 1875'te İstanbul'da doğdu. 1931'de yine İstanbul'da yaşamını yitirdi. Türk edebiyatında psikolojik roman türünün ilk örneklerinden olan "Eylül" isimli romanıyla tanınır. Ferdâ-yı Garâm (Aşkın Yarını),
Ferdâ-yı Garâm
Ferdâ-yı GarâmMehmet Rauf · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,553 okunma
244 syf.
9/10 puan verdi
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Zorunlu Eğitime Hayır
Zorunlu Eğitime HayırCatherine Baker · Ayrıntı Yayınları · 2000161 okunma
Reklam
Bugünümden unutmak istemediğim notlar
İlk şeyden bahsedeyim, yoğun bakımda bir hastamız var, üniversite öğrencisi, tıp okuyor. Aniden bir şeyler oluyor ve şu an yoğun bakımda izliyoruz. Bugün mesai bitimi çıkmadan önce yanına gittim sohbet etmeye. Yazarak konuşuyor. "Bana bir tavsiye ver" dedim. "Hayat pamuk ipliğine bağlı, yarın ölecekmiş gibi yaşamak lazım" dedi.
266 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 14 days
Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya İncelemesi
Dikkat! Kitap içinde geçen alıntılar ve ufakta olsa konuya yaklaşım olduğundan, bazı kişiler tarafından inceleme içeriğinde spoiler varmış gibi algılanabilir. Lütfen, bunun bilinci ile okumanızda fayda var… > Konusu itibariyle kitapla bağdaşacağı için, bu incelemeye şu söz ile giriş yapmak isterim; ❝İnsan yaşamı ne zaman başlar? Ana rahmine
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202160.4k okunma
Yaktım baba
18 yaşında tanıştık biz Kübra ile.. Böyle bir saçları vardı, lüle lüle. Ama var ya; nasıl aşığız. Senden sonra asla olmayacaklar, sen benim sonumsunlar, sensiz ben nefes alamamlar falan.. Çok güzeldi her şey.. Sonra bir gün.. Dokunmaya kıyamadığım saçlarına!.. donup kalmıştım.. yapmaz dedim, yok hayır asla olmaz dedim.. Gördüklerim karşısında
“Ne güzeldir yaşamın henüz neresinde olduğunu bilmezken, yaz mı kış mı bilmezken, yanaklardan yaşlar süzülerek o yaşlarla kendini ömür boyu sulayacak sarnıcı doldurmak, biriktirmek. Ne güzeldir o hapishanenin bahçesinde çiçek yetiştirmek ve dünyanın omuz omuza sımsıkı doluluğunu yapayalnızken hissetmek. Ne güzeldir hiç beklemeden yirmi yıl beklemek ve kendine mahcubiyetle elini uzatmak. Ne güzeldir unutulmak ve kendini unutmak. Ne güzeldir kendini sevmek için değil görüp duyduklarınla hatırlamak. Mor salkımlar, bal çiçekleri, taş yosunları, kertenkeleler ile bir dili konuşmak. Ne güzeldir suçsuzken ağlamak, yol görmeden yürümek, uçup gitmiş ipek böceği kozalarını biriktirmek, ipeğe ve kaynamaya inanmamak, mercanköşk dalına yaslanarak ama eğmeden yaşamak. Okunan ve içeriyi kanatarak yol alan her dizeye rağmen dışarıya tebessüm etmek, şairin acısını dindirmek, etraf bütün duyulana bîgâne iken içeride kazına kazına yol açan her dize ve düşünceyi ağrıya rağmen ele vermeden içinde tutmak, onlarla, çevrenin uğultusuna karşı gitgide sessizleşen bir içeri ile yaşamak.”
Şule Gürbüz
Şule Gürbüz
Öyle miymiş?
Öyle miymiş?
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.