Halimiz neydi ey millet? Ah ettikçe göklere ciğer yanıklığımızdan cehennem alevleri saldığımız günler neydi? Alnımıza kara yazıyla yazılmış günleri unutmayalım. Yılda bir kat çamaşırla bizi bitlere yem eden günleri unutmayalım! Donsuz gezdiğimiz günleri unutmayalım. İstibdat demek eşitsizlik demektir. Alçak isibdat! İstibdat yalnız birkaç kişinin değil, bütün milletin geleceğini söndürür. İstibdat Allah'ın bir mutlu bağışı olan dillere kilit vurur. İstibdat alçaklara, yiğitleri ezdirir. Dedelerin kanlarıyla sulanmış bunca ülkelerimizin elde çıkması istibdadın yüzünden... Evet... Her kötülüğün kaynağı istibdat değil midir?
Unutmayalım, para olmadığı zaman anlamlı, olduğu zaman ise anlamsız bir nesne; ekonomistlerin “Azalan Verim Kanunu” (İng. Law of Diminishing Returns) dediği bu olsa gerek.
Güzel sözlü, zarafet ve nezaket sahibi bir din görevlisi. Vaaz ve sohbetlerinde dinleyicilerine ilmi ve irfanı en güzel üslupla sunan, vaaz vermedeki mahareti sebebiyle “Sultanü’l-vaizin” olarak tanınan, vaiz ve hatipler için rol model olan öncü bir âlim, Tahir Büyükkörükçü.
Tahir Büyükkörükçü, 1925 yılında Konya’da dünyaya geldi. Babası,
Selamün aleyküm. Her şeyin yoluna gireceğini bilerek hareket etmeyi, bir gün bütün sıkıntıların biteceğini idrak ederek sabretmeyi ve umuda, sevgiye ve en nihayetinde Allah'a tutunmanın her zaman kazandıracağını unutmayalım. Hayırlı Ramazanlar.
"Unutmayalım ki, gelişmemiş psikolojik olgunluk; zorbalık, hırsızlık, kimlik karmaşası, asilik ve hayatın anlamsızlaşması gibi sorunlar eşliğinde karşımıza çıkmaya devam edecek."
sohret.karaduman