Modern üretim koşullarının hâkim olduğu toplumların tüm yaşamı devasa bir gösteri birikimi olarak görünür. Dolaysızca yaşanmış olan her şey yerini bir temsile bırakarak uzaklaşmıştır.
159 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Marx'ın Öncüsü Saint-Simon
Cemil Meriç'i 5 sene evvel (2019) bugünlerde okumaya başlamıştım. "Bu Ülke" ve "Işık Doğudan Gelir" isimli iki kitabını okumuştum ilkin, çok beğenmiştim. Sonra o yaz neredeyse bütün külliyatını bitirdim. En son "Sosyoloji Notları ve Konferanslar" ile "Saint-Simon, İlk Sosyolog İlk Sosyalist" kalmıştı.
Saint-Simon: İlk Sosyolog, İlk Sosyalist
Saint-Simon: İlk Sosyolog, İlk SosyalistCemil Meriç · İletişim Yayıncılık · 2017931 okunma
Reklam
İnsanın hiperaktiviteyle, çalışma ve üretim histerisiyle tepki gösterdiği şey tam da çıplak, kökten geçici hale gelen yaşamdır. Günümüzdeki hızlanmanın da bu varlık eksikliğiyle çok fazla alakası var. Çalışma ve performans toplumu özgür bir toplum değildir. Yeni zorlamalar üretir. En nihayetinde efendi ve köle diyalektiği, her bir insan tekinin hem özgür hem de boş zamana sahip olduğu o topluma yol açmaz. Daha ziyade, efendinin kendisinin de bir çalışan köle haline geldiği bir topluma doğru götürür. Bu zorlanma toplumunda herkes kendi çalışma kampını yanında taşır. Bu çalışma kampının özelliği, kişinin aynı anda hem mahkum hem gardiyan, hem kurban hem fail olmasıdır. Böylelikle kişi kendi kendisini sömürür. Bu şekilde sömürü, tahakküm olmadan da mümkün hale gelir.
Ekonomik Bağımsızlığa Düşmanlık Mustafa Kemal Atatürk sayesinde elde edilen askeri başarı Atatürk sonrası siyasi ve ekonomik alanda sürdürülemedi ve düşman intikamını ihanet eden asker, siyaset ve sermaye ortaklığı ile özelleştirmeler yapılarak intikam aldılar. Biz durup dururken bu itirazı yapar hale gelmedik. Tarihin en büyük ulus ve
YEREL DİKTATÖRLÜĞÜN, KÜRESEL EGEMENLİĞE TESLİM OLUŞU...
27 Mayıs, Kemalizm'in NATO ile bütünleşme hareketidir. Bundan önce Kemalizm, açık ve gizli bir diktatörlüktü. Özellikle II. Dünya Savaşından sonraki modern Batı ile bütünleşme, ona teslim olma fırsatını bulamamıştı. Bu bütünleşme hareketine Kemalizm adına Demokratlar girişmiş, ama onlar da tam başarılı olamamış, Washington'dan yüz geri
120 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"İnsan bir fikre, mezhebe taraftarlıkla karışırsa kendisine söylenen her şeyi doğru kabul eder. Yalanı doğrudan ayıramadığı için de davranışları yalanlarla şekillenir." der Mukaddime'de... #sonsöz de Mesud Topal der ki; İbni Haldun'u anlatmanın ve anlamanın bir sonu yok. Sizlerin bugünden itibaren yapması gereken mutlaka Mukaddime'yi edinip tefekkür ederek okuyup anlamaya çalışmaktır. Mukaddime de İbn-i Haldun toplumu , devlet yöneticilerini , adaleti , hakkı , devletin sürdürebilirliği, halk ve devletin nasıl bağlantılı olduğunu , vergileri ,üretimi ,sanatı vb birçok konuyu ele almıştır. Bu kitapta Mesud Topal'ın Mukaddime eserinde konuları bölüm bölüm alıp , sözleri alıntılayarak o söze değer açıklamalarını görüyoruz . Kitapta genel olarak 21.yy Türkiyesini gördüm . Özellikle şu an tanık olduğumuz anlara. Devlet ve halkın nasıl ayrıştığını , devlet yöneticilerin nasıl olması-olmaması gerektiğini, vergi ve üretim ilişkisini, bilhassa " yozlaşmış devlet adamlarının özelliklerini " bolca belirtiliyor. Bu kitabı okurken yaşadığımız coğrafyayı şartlarını , yöneticileri ,kendinizi sorgulayacaksınız ve eminim ki tüm okuyucular mutlaka coğrafyamızda ilişkisini anlayıp " niye daha önce okumadım , Mukaddime adlı esere nasıl ulaşabilirim ?" diye düşüneceklerdir . Keyifli okumalar diliyorum
İbni Haldun - Coğrafya Kaderdir
İbni Haldun - Coğrafya KaderdirMesud Topal · Destek Yayınları · 20212,042 okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.