Öyleyse ölerek, acıdan kurtulmanın dışında ne kazanacağım?
Acı çekmeden yaşamayı isterim elbet, acının tadından usandım ama eğer acı çekmem gerekiyorsa da bırakayım bunun bir amacı olsun.
İnsanın en büyük felaketlere bile hazırlandığı, "Ne olursa olsun, usandım, boğuluyorum!" dediği, ölüme kadar her şeyi kabul ettiği zamanlar vardır, ben o hâldeyim.
Sayfa 162 - Ötüken Neşriyat, 51.Basım, NE MUTLU TÜRK ÜM DİYENE!Kitabı okuyor
Yetiş ey keştibânım bir derin deryaya düştüm ben
Meded gavvasım ol kim bî-amân dalgaya düştüm ben
Ne bir sâhib-vekâr oldum ne bir kimseye yâr oldum
Kocaldım ihtiyar oldum ne bir hemtâya düştüm ben
Bilen yok hasb-ı hâlimden usandım tatlı canımdan
Cüdayım âşiyânımdan şeb-i gayyaya düştüm ben
Şikâr almaklığa cânân ilinden azm-ı râh ettim
Hemân
"Harpten bıktım usandım artık. Bütün şanı saçmalıktan ibaret. Yalnızca, bir el ateş etmemiş ve yaralıların çığlıklarını ya da inlemelerini duymamış olanlar, kan, intikam ve yıkım diye bağırırlar. Harp cehennemdir."
Bu acıyı hissedecek kimse olmasaydı, savaş ne hale gelirdi? Yaralıların ağlamalarını ve inlemelerini kimse duymasaydı, bizi savaşın en korkunç yüzünden ne korurdu? Bizi kendimizden ne korur?
İster uzaktan olsun ister yakından savaşta öldürenler insanlardır. Savaş insan başarısızlığıdır. Otonom hedefleme, insanların öldürmekle olan ilişkisini iyi ya da kötü şekillerde değiştirecektir. Fakat teknolojiden bizi kendimizden kurtarmasını beklemek abartılı olabilir.
Hâlâ Birinci Dünya Savaşı'nda olduğumuzu zanneden kaçıkların, beceriksizlerin, salakların ve geri zekâlıların elinde oyuncak olmaktan bıktım usandım; her şeyin o zamanki gibi dümdüz olduğunu, düşmanların da birbirinin haysiyetine saygı duyduğunu sanıyorlar hâlâ.
Ey benim gönlümün nazlı çiçeği
Barışın ellere, küsün bana mı?
Sana kim öğretti böyle sevmeyi
Bayramın ellere, yasın bana mı?
Duymadın gönlümün haykırışını
Kırdın şu gönlümün sabır taşını
Görmekten usandım çatık kaşını
Gülüşün ellere, nazın bana mı?
Uçurdun yellere ümitlerimi
Düşürdün dillere çektiklerimi
Soldurdun içimde hayallerimi
Baharın ellere, kışın bana mı?
Ahmet Selçuk İlkan
"Bu oyunlardan usandım. Gerçek biri olmak istiyorum senin için. Yaşadığımı anlamana, odada dolaştığım sırada beni görmeni, bir takım dertlerim olabileceğini hissetmeni istiyorum. Bana bakmanı istiyorum. Oysa sen, yalnız kafandakilerle ilgilisin. Beni görmüyorsun."
Çocukken adımı yazmaktan büyük keyif duyardım. Oscar Fingal O'Flahertie Wills Wilde. İrlanda'nın bütün efsanesi yatar bu adda; bana bir güçlülük, gerçeklik duygusu veriyordu. Bu, edebiyatın kandırıcı gücü konusunda gördüğüm ilk kanıttı. Ama artık adımdan usandım, bazen tüylerimi ürpertiyor.
Sayfa 11 - Yapı Kredi Yayınları, Çeviren: Tomris Uyar, Kitabın Özgün Adı: The Last Testament of Oscar WildeKitabı okuyor