Roman, Rusya'nın 1905 devriminden öncesini, işçi sınıfının ezildiği Çarlık zamanlarını konu ediniyor. Babası gibi fabrikada işçi olan Pavel bu haksızlığa karşı başlatılan direnişin öncüsüdür. Acılarla dolu bir hayatın getirisi ve kaçınılmaz bir kabullenişle kendi kabuğuna çekilen Pavel'in annesi Pelageya ise oğlunun giriştiği bu işleri korkutucu bulmaktadır. Fakat Pelageya zamanla oğlunun davasını yürekten anlamaya ve hissetmeye başlayarak bu direnişin önemli bir parçası haline gelecek ve bir nevi gerçeğin sembolü olacaktır.
"Herkes bir kişi için, bir kişi herkes için. Sizleri böyle anlıyorum ben. Gerçekten de yoldaşlarsınız sizler, hepiniz kardeşsiniz, aynı ananın, gerçeğin çocuklarısınız."
☆
Gorki'nin okuduğum ilk kitabıydı ve zarif, duygulu, yalın bir kaleme sahip olduğunu söyleyebilirim. Hatta Gorki'nin kalemi bana nedense Türk edebiyatından Sabahattin Ali'nin kalemini anımsattı.
Kitabın olay örgüsü bana kalırsa biraz sönüktü.
Bahsetmeden geçemeyeceğim bir başka nokta da; başlarda anlatılan karakterdeki gibi bir Pelageya'nın bence olanları çok çabuk kabullenmesiydi. Bir sindirme ve geçiş süreci olsa daha gerçekçi ve etkili olabilirdi diye düşünüyorum.
Duruşma sahnesi özellikle hoşuma giden sahnelerden biriydi. Ceza yargılamalarında kendisini gösteren kasvet ve karamsarlık çok başarılı bir şekilde betimlenmiş.
Ezcümle, kitap derdini anlatabilmiş, o duyguyu okuyucuya geçirmeyi başarabilmiş. Okumayan ve okumayı düşünen herkese tavsiye ederim.