Yeşilçam, Anadolu, sarı sayfalar, tükenmez kalemler ve rakı masaları, İhsan Yüce’sizdir artık. (1991)
Onunla ilgili en özel son cümleyi, usta şair Can Yücel söylemiştir: “İnsan arkadaşını gömer mi yahu?”
Atatürk’üm işte 10 Kasım yine,
Dalgalanır ağaçlarla oğullar,
Dalgalanır oğullarla nineler,
Dalganır ninelerle genç kızlar,
Özlemin ta yüreğime işlemiş
Seni bulmak seni görmek için ben.
Bütün toprakaltıyla barışacağım.
Erişeceğim sana, usta barışta başarıda
Öyle
Güçlüsün ki
Güçleneceğim
Öyle yücesin ki yüceleceğim
Düşüne düşüne seni kocaman kocaman
Dağlara dağlara karışacağım.
Ozan mıyım ordu muyum su muyum anlaşılmaz
Çağlar upuzun allığı yüreğimde, ülkünün,
Sanki bayrak bir kalemdir, sanki gökler bir kâğıt
Sanki ellerim gece
Sanki ellerim gündüz
Yazacağım seni daha, bir daha
Ben senin ölümünle yarışacağım.
Biliyorum tatlı sevdiğim, layık değilim ben sana;
Usta kalemler uğraşmalı güzelliğini söylemeye;
Ama bil ki, senin şairin sana ne yakıştırıyorsa,
Önce senden çalıyar, sonra sana ödüyor yine.
Biricik sevgilim, sana layık değilim, bilirim,
Usta kalemler yazmalı güzelliğini senin,
Lakin ne çalarsa şair sana dair,
Bil ki sonunda kelimeleriyle geri verir.
Masanın üstünde kitaplar, kalemler, darmadağınık kağıtlar...
Bir de duvarlara baktı, duvarlar baştan ayağa kitaptı.
Bu kadar kitabı bir arada görünce ..
Haydar Ustanın içine güven girdi.