Sokaklar da konuşur. Her yaratık, hatta her varlık gibi, belle dille değil, eskilerin yerinde bir tabiriyle "lisan-ı hal ile" söyleşit Onları herkes işitemezse de işitmesini bilen usta kalemler o lisan hali bizim anlayacağımız dile çevirirler. Beşir Ayvazoğlu'nun Divanyolu, Bir Caddenin Hikâyesi adını verdiği eseri, sokaklanm da konuşacağını ispatlayan bir kitap. Sadece bir sokağın anlatıldığı kitap mı, yoksa tarih mi, sanat tarihi mi yahut birçoklarını yakından uzaktan tanıdığımız aşinaların fotoğraflarıyla dolu bir aile albümü mü? Galiba hepsi. O aşinalar yalnız Muallim Naci Efendi, Nigår Hanım, Ebüzziya Tevfik Bey, Sadullah Paşa gibi dost bahçelerinin bülbülleri şairler değil, Çemberlitaş, Sultan Mahmud Türbesi, Köprülü Kütüphanesi, Piyer Loti Evi, hazireler, mezar taşları, çeşmeler, camiler, medreseler, konaklar gibi kim bilir kaç kere önlerinden geçtiğimiz halde tanımadığımız hatta bazen yıllardır oralarda durduğunun bile farkına varamadığımız, unutulmuş varlıklar.
. 1999'da Bingöl, Ilıca da teröristlerce
öğretmenleri öldürülen ve bu nedenle
okulu kapanan üç öğrenci, 25 km
ötedeki köylerinden Sütlüce'deki yeni
okullarına dönmeye çalışırken yolda
Şiir, nesir, ve fikir dünyamızın müstesna bir ismi olan Abdurrahim Karakoç, yirminci asır Türk edebiyatının önemli onemli ediplerinden; inanç, ideal, kültür ve aksiyon adamlarından; üslup sahibi naşirlerinden; son devir Türk şiirinin şahdamarlarından ve "dünün, bugünün, yarının” şairlerindendir.
Gazetecilik ve yazarlık da yapan, pek çok
Zamane kadınları ve şövalyeler hep övgülerde,
Lakin konu el ayağa, kaşa göze geldiğinde.
Ne varsa dile dökülen güzellerin en güzelinde,
O zaman ki, usta kalemler aslında,
Sendeki güzelliği getirmek istemişler dile.
Biliyorum, tatlı sevdiğim, layık değilim ben sana;
Usta kalemler uğraşmalı güzelliğini söylemeye.
Ama bil ki, senin şairin sana ne yakıştırıyorsa,
Önce senden çalıyor, sonra sana ödüyor yine.
I
Biliyorsunuz parkların
Sizi çağıran tarafları
İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlı
Orada saklanıyor onlar
Çünkü her türlü saklanıyorlar orada
Bir yağmur öncesinin loş sokaklarıyla
Atsız'ı kaybedeli 45 yıl oldu. Bir fikir, ülkü ve bilim adamının, bir sanatçının ölümünden 45 yıl sonra da yaşaması önemli bir olaydır. Atsız'ın eserleri, yaşadığı döneme göre bugün çok daha fazla okunuyor. Onun birkaç kitabının 04.12.2020 tarihi itibarıyla, kitapyurdu.com'daki satış ve yorum sayılarına bakarak ne kadar çok