Karga

Din nedir
"Din, ilk dolandırıcının ilk ahmakla karşılaştığı gün icat edildi..."
Reklam
kitapta çok beğendiğim bazı kısımlar
-yahudinin şapkası ve inkilaplar- “selâhattin gözleri parlayarak koşa koşa merdivenlerden inmişti ve daha o inişi duyar duymaz ben anlamıştım yahudi'nin onu kandıracağını: çok da sürmedi. elinde o tuhaf çanta, başında şapka, yahudi, bahçe kapısına yürürken: siz boşuna inmeyin istanbul'a, diyordu. siz bana gene bir mektup yazınız, ben
hepimiz o'nu bekliyoruz.
bazılarımız, galata köprüsü üzerindeki kalabalıktan bunalıp haliç'in kurşuni mavi sularına kederle bakarken; bazılarımız, surdibi'ndeki iki göz odayı bir türlü ısıtmayan sobaya odun atarken; bazılarımız, cihangir'in arka sokağındaki rum apartmanının o hiç bitmeyen merdivenlerini çıkarken; bazılarımız ücra bir anadolu kasabasında,

Reader Follow Recommendations

See All
Karıncalar
tüm tarihi boyunca avustralya aborjinleri hiçbir zaman kendisi için bir ev yapmayı düşünüp inşa etmemiştir. karınca hayret verici bir mimardır. miniminnacık bir yaratıktır, ama sekiz fit yüksekliğinde güçlü ve dayanıklı bir ev inşa eder. oransal olarak insanın boyutuyla kıyaslanırsa dünyadaki en büyük katedral veya aksaray kadar büyük bir ev.
İnsanlar hep aynıdır
yunanlılar, romalılar, persler, mısırlılar, ruslar, almanlar, fransızlar, ingilizler, ispanyollar, amerikalılar, güney amerikalılar, japonlar, çinliler, hintliler, türkler bin tane vahşi ve uysal din, akla gelebilecek her tür hükümet, kaplandan ev kedisine, her ulus kendisinin tek gerçek dine ve akli dengesi yerinde olan yegane hükümete sahip olduğunu biliyor. her biri geri kalanların hepsini hakir görüyor, her biri birer ahmak ve bundan şüphelen- miyor, her biri hayali üstünlüğünden gurur duyuyor, her biri kendisinin tanrı'nın gözdesi olduğundan tamamen emin, her biri şüphe duymaz bir özgüvenle tanrı'yı savaş zamanında idareyi eline almaya çağırıyor, tanrı düşmanın tarafına geçtiğinde her biri şaşırıyor ama alışkanlık gereği bunu affedip övgülerine devam edebiliyor tek kelimeyle, tüm insan ırkı halinden memnun, her zaman memnun, inatla memnun, yıkılmazcasına memnun, mutlu, minnettar, gururlu; dini ne olursa olsun veya efendisi ister kaplan ister ev kedisi olsun.
Reklam
Vesikalı Yarim
Romanının “Bak, kim geldi” isimli on üçüncü bölümünde romanın kahramanı galip beyoğlunda bir pezevenkle karşılaşır. pezevenk galip'e yeşilçam yıldızlarına be nzetilen kadınların olduğu bir katalog gösterir ve galip'i vesikalı yarim filmindeki türkan şoray'a benzeyen bir hayat kadınına götürür. buyrun ilgili kısım; --- spoiler
“günümüz aydınlarının, "dinin medeniyete, ilerlemeye, halka ve özgürlüğe karşı olduğu ya da bu olgulara karşı kayıtsız kaldığı" şeklindeki yargıları gerçekçi ve kesin ilmi dayanaklara ve mükerrer tarihi tecrübelere dayanmaktadır. bu düşünce kin, düşmanlık, suizan ve art niyete dayanan bir hakaret, bir küfür veya asılsız bir kuruntu değildir. aksine insan neslinin, toplumsal hayatın ve tarihin gerçek verilerine dayanarak varılmış ilmi bir sonuçtur. ancak buna rağmen ben aydınların bu düşüncesinin yanlış olduğunu söylüyorum. peki neden?” --- gibi sıra dışı ve alışılmadık bir cümleyle konuya giren güzel bir kitap. ha ben “neden?” ine ikna oldu mu? tam oldum denilemese de gerçekçi ve hakikati kabullenici bir islam aydını görmek beni hayli şaşırttı.
Ne sandın oğlum memed?
birinci kitabı okusanız yeterli diğer kitaplar birinciyi tekrar ediyor eleştirisi çok haksız değil. ancak ben yinede severek ve sıkılmadan okudum. 1. ve 4. kitaplar bence daha güzeldi. ama serideki en güzel kısım da 3. kitapta idi. şöyle diyor; — spoiler— battal ağa kahkahayla gülünce memed bir tuhaf oldu. "şimdi anladım senin derdini," dedi battal ağa. "bir iyice anladım." hem konuşuyor, hem de gülüyordu. "sen de beni iyi dinle ince memed..." diz üstü çöküp sesini dikleştirdi. "ince memed öldürülecek onun yerine ali memed gelecek, o da öldürülecek onun yerine hasan memed gelecek... o da öldürülünce veli memed gelecek... o da, o da, o da... sen ne sanıyorsun oğlum memed, ince memedler bitecek mi sanıyorsun? her insanın içinde bir mecbur kurdu, bir ince memedlik, bir köroğluluk kurdu var. köroğlu gitti ince memed geldi. insanoğlunun içinde bu kurt oldukça insanoğlu ne olursa olsun yenilmeyecek. sen insanoğlunun içindeki kurtsun, ne olursan ol, nereye gidersen git. işte insanoğlunun içindeki bu kurt yiterse, insanlık da işte o zaman insanlıktan çıkar. insanoğlu içindeki bu kurdunu yitirmeyecek, ona kıyamete kadar gözü gibi, yüreği gibi bakacak. o kurt insanoğlunun şahdamarı, atan yüreğidir. senin içindeki kurt da, işte insanlığın bu kurdudur."
Müteahhitler
kasabanın çarşısı irice, bir insan başı büyüklüğünde yüzyıllarca akar suyun dibinde, sürüklene sürüklene sıykallaşıp cilalanmış çakıltaşlarından örülmüştü. çarşının caddesini, kaldırımlarını erişilmez bir incelik, bir sevgiyle ören, çakıltaşlarını akıl eden usta, onun hünerli elleri, belki uzun boylu güleçti, belki uzun parmaklı, belki azıcık
Eratostenes’in dünyanın çevresini ölçmesi
… iskenderiye kent kitaplığının da yöneticisiydi. bir gün oradaki papirüs üzerine yazılı kitaplardan birini okurken, nil nehri çavlanı dolaylarındaki syene adlı güney sınır karakolu yakınlarında yere dikilen sopaların 21 haziran günü gölge yapmadıklarına ilişkin bir yazıya rastladı. yaz günlerinin en uzun olduğu gündönümünde, saat öğlene
Reklam
“Mutfağa döndü ve iki fincan kahve koydu, birinin tamamını ötekinin yarısını içti” Veronica’ya ne oldu?
Laiklik
başlık: laiklik laik olmak ne demektir? laiklik kimi zaman dini reddeden bir şeymiş gibi tanımlanıp laik insanlar da neye inanmayıp ne yapmadıkları üzerinden değerlendirilir. bu tanım doğrultusunda, laikler hiçbir tanrıya ya da meleğe inanmaz, kiliselere ya da camilere gitmez ve dini ritüel ve adetlere katılmazlar. bu açıdan laik dünya boş,
Sayfa 191 - kolektifKitabı okudu