Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sadece yaşam kalitesini değil, kişinin bedensel ve zihinsel sağlık yapısını da tehdit eder, olumsuz etkiler. Ayrıca kişinin başkası tarafından yönlendirilmesi, etkilenmesi, kontrol edilebilir olmasının, çeşitli suçlara hatta intihara kadar varan acıklı sonuçları olabilmektedir. Duygusal işkence teknikleri genellikle üç duygu üzerinde çalışır. 1. Korku 2. Utanç 3. Suçluluk
"Belki de sana kötü şeyler yaptıran utancın ta kendisidir." "O zaman nasıl iyi olacaksın" "Empati belki. Pişmanlık. Utanç değil.
Sayfa 20
Reklam
Sistemik propagandanın bir sonucu olarak bugün ötekine olan ihtiyacın reddi, öz güven ve öz yeterlilik kriteri haline geldi. Ötekinin ilgisine, arzusuna, sevgisine, eşliğine olan ihtiyacını bastıran, yok sayan, sürekli kendi imgesini servis eden, kendi imajına, kendi duruşuna hayran, bakan değil bakılan, büyülenen değil büyüleyen narsist birey bu havalı duruşun hücresinde, yapayalnız kuruyup gidiyor. Olamadan. Çünkü duruş, oluşu imkânsız kılar. Ve her büyücü için en az bir büyülenici lazım. Herkes etkilemek, etkilenmeden etki etmek istiyor. Peki kim etkilenecek? Günden güne enerjisi, ilhamı, yaşam sevinci en yüksek olan yakıtımızı, arzuyu kaybediyoruz. Arzu madalyonunun diğer yüzü hüsran çünkü. Ucunda reddedilme, küçük düşme, utanç duyma ihtimali var. Bu yüzden herkes arzu etmeden arzu edilmeyi bekliyor. Peki kim arzu edecek? Herkes vermeden almak istiyorsa, kimse vermiyorsa, kim alabilir?
Gerçekten de ölüm ve yaşam, şöhret ve tanınmamışlık, acı ve zevk, zenginlik ve fakirlik, bunların hepsi hiçbir ayrım gözetmeksizin hem iyi hem de kötü insanların başına gelir. Çünkü bunlar ne onurlu ne de utanç vericidirler. Yani ne iyidirler ne de kötü.
(Salı)
Yaşamla başa çıkacağımı insanlara dayanabileceğimi ummazdım bugüne kadar, utanç duyardım bundan ötürü, ama sen, bir şey öğrettin bana şimdi, dayanılmayacak gibi olan yaşam değilmiş meğer. Sevgilerimle { Gerisini ben tamamlıyım ; insanlarmış..}
Bu kız aynı ben.
O sırada, bahçenin karşısındaki tarladan, "Abla!" diye yarı ağlamaklı bağıran bir çocuğun sesiyle içim parçalandı. Seslendiği ben değildim ancak ağlayarak hasret çektiği ablayı kıskandım. Beni de böylesine seven, şımarıklıklar yapan bir erkek kardeşim olsaydı, ben de her gün bu kadar utanç içinde, kafası karışık yaşamazdım. Hayatta engeller karşıma çıksa da kendimi küçük kardeşime adayıp her şeye hazırlıklı olabilirdim. Her türlü zorluğa göğüs gererdim. Kendi kendime eziyet edip en sonunda kendime acımaya başlardım.
Reklam
Yoklukla savaşanlara duygular fazla gelirdi, utanç her yanı koş gibi sarar, eksiklik içinde yaşamanın zorlukları fırtınaya dönüşür, hisler buz tutar ve yargılar ağır basardı. İnsan akıllıysa, işte bu zamanlarda hep duygularından kaçardı. Çünkü o duygular hayat mücadelesinde olanlara sanki haramdı.
Sayfa 132Kitabı okudu
Corvina kalbinin teklediğini hissetti,bunun onu daha az istemesini sağlamayacağını fark edince içini bir utanç kapladı.Gerçekten kafası yerinde değildi. Genç adam,çenesindeki tutuşunun aksine yumuşak ve şefkatli olan dudaklarını onunkilere bastırdı.''O güzel aklını bunlarla yorma,cadı.Ben senin tanıdığın şeytanım,bilmediğin bir şeytan değilim.'' ''Bu ne anlama geliyor?'' ''Bu demek oluyor ki akla hayale sığmayacak kadar iyi bir adam olmasam da bu yere musallat olan şeytan ben değilim.Ben buraya musallat olanların peşindeki şeytanım.''Ona küçük bir öpücük daha verdi.''Yarın dersten sonra sınıfta kal.Şimdi git.'' Corvina birkaç saat gibi kısa bir sürede öğrendiği her şeyi iyice idrak etmeye ve onunla paylaştığı küçük parçalardan sevgilisinin tam olarak kim olduğunu anlamaya çalışarak kulesine doğru koştu.Kendisi de ona ait bir kadındı artık.Bu duvarların arasına girdiği an,her zaman olduğu kız değişmişti.Kulesinin büyük ahşap kapısına ulaştı ve dönüp ormanda durdukları yere baktı. Sigarasının turuncu parıltısı seçebildiği tek şeydi;tüm bedeni gölgelerde gizlenmiş,şatonun efendisi sıradan biri kılığına bürünmüştü. Yarın nedenini öğrenecekti.
Sayfa 246
Bir tedirginlik içindeydim ve tam, onların törenleri beni hiçbir şeyin belli bir neden olmadan var olmadığına ve en yüksektekinden en alttakine kadar herkesin evrende, kendisine verilmiş bir yeri olduğuna inandığım zaman, kendi varlık nedenimin ortadan kaybolduğunu ve yumuşacık bir varlık olduğumu anladım ve bu düzenli dünyadaki münasebetsiz var oluşumdan utanç duydum.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.