Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hayat utansın. Ama hayat, onun hayatı. Yüz yıl önceki. Bugün, yüz yıl sonra, bir günde yaptığı bir resim milyarlar ediyorsa, hangi hayat utanacak? Hangi soyut hayat? Ya da hangi soyut utanç?
Baba
Aynalar yaşlanmış gösterse bile Yaşanmadan geçen yıllar utansın
Reklam
çiçeklerle dolu dallar utansın
Ben takayım gözlüğümü , doğmayan güneş utansın
Eğilmiyor diye kurdu hor görüp iti el üstünde tutan utansın
"Eğilmiyor diye kurdu hor görüp iti el üstünde tutan utansın." *Alıntıdır.*
Reklam
Ye Go Zîmanêxwe Jî Bir Bîkê Ye Go Jî Zîmanêxwe Fedi BîkêBila Jî Namusaxwe Jî Fedi Bîkê … ( Kim Dilini Unutursa Kim Dilinden Utanırsa Kendi Namusundan Da Utansın )
Yaşanmadan geçen yıllar utansın
Ölümden değil, yaşamdan yana olmak. Bir ağaç dikmek, bahçeyi çapalamak, ayrıksı otlardan arındırmak, toprağı karıştırmak, havalandırmak, tazelemek. Güneşte yanıp gölgede serinlemek, Bir ağaç altı bulup orada gölgelenmek. Ve kısa bir öğle uykusu: derin ama kısa; ve dinlendirici. Uyandın. Dinlenmişsin. Bir bardak çay, demli. Hafif bir esinti. Tekrar koyul çapalamaya, çabalamaya. “Tohum saç, bitmezse toprak utansın!””* Güneş çekiliyor. Akşam. Evine dön. Kapıyı kapa, rüzgâr dışarıda kalsın. Umut ve dua: Güneş yarın yeniden doğsun. Güneş doğsun ve manasızlığı boğsun. Çapalanan topraktan bir mana filiz versin. Bir sürgün göğe doğru yükselsin, ağır ağır, ama güvenle... Çabamız bir şeye değsin, değsin ve bir değişimi başlatsın ve bir değer yaratsın. Bir değeri olsun çabamızın. Çabaladığımıza değsin. Toprağa karışan çabamız bir sürgün versin. Bir fidan olsun bu sürgün, bir ağaç, bir orman. Bir orman, kayrana açılan. Güneş şavkısın bu kayranda. Ve biz kayrana karışalım. Parça olalım, bir şeyin parçası.
Reklam
Seven insanın bir suçlu gibi ezik olması neden? Sevmek ve sevilmek hakkımızı kullanıyorsak bundan kime ne? İnsan olarak aşktan başka övünecek neyimiz kaldı? Erdem yalan söylemek mi? Hırsızlık etmek mi? Katil olmak mı? Yoksa esirleri fırınlarda yakmak mı erdem? Bir milletin gençliğini savaş meydanlarında yok etmek mi? Yalnız sofular mı erdemli bu dünyada? Çıkarını düşünenler mi namuslu? Aşka saygı duymayanlar utansın yaşadıklarına , sevenler değil.
Sayfa 152Kitabı okudu
Recim
recim taşlarımı içime atıp gidemediğim amerikam amerikamız biraz kürt bir defter ceza her şeyin doğusunda doğmak için usansın ve utansın diye sabır usansın ve utansın diye taş dilenmeden onu bulmak dedim kusur ya da israf dalgın ya da dargın rahman ya da rahim el kaldırıyorum bu işe madem ki hayatım zikir bu recimde rol bu ayinde zehir olmak lazım
Sayfa 20 - EVEREST YayınlarıKitabı okudu
Gelmeyişine şiirde utansın, Şair de, Kalem de, Ve Seni özlüyorum diyen Dilimde....
Nasıl aldandık bunca zamandır Nasıl inandik güzelliğine hayatın Bize ne doğan güneşten Büyüyen buğdaydan akan sudan bize ne? Alabildiğine kederliyiz yorgunuz Bize dostluğu öğrettiniz Bize sevmesini öğrettiniz böyle delicesine Sevdikse günahlarımız Tanrının boynuna Sevilmedikse insanlar utansın kederimizden Ne aradık ne bulduk dünyanızda söyleyin Bir sevgiyi bile çok gördünüz bize Öpüştük uykularımızda, ayıpladınız Kara kara yengeçleri saldınız üstümüze Şimdi de bir yaşamaktır tutturmuşsunuz Rahat bırakın bizi Göğüyle deniziyle Taşıyla toprağıyla O yoktan var ettiğiniz Tanrı’sıyla Dünyanız sizin olsun
Elçibey’e Sözdür
“Bu yolda son sözü zaman diyecek Zaman da sözünü yaman diyecek” Ağlarım ki bey gitmiş ardından gitmemişim Türk kanatlı Tabutu göklere itmemişim Kim der ki bu ölümle özümde yitmemişim Yiten benim giden bey bu böylece biline Ağlasın dağlar taşlar Türk'ün istikbaline Kırk yanlışta bir doğru eylediğim işimdi Hesabına bilenen tırnağımdı
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.