Algoritmaların el atabileceği konuların da bir sınırı olmalı. Her şeyi rakama dökemeyiz. Veri ve istatiğin bana söylediği onca olağanüstü etkileyici ve akıl alıcı şeyin arasında, insan olmanın hissiyatı yer almamalı.
Polis algoritmayı, suçluların yaşadığı yerlerin ön plana çıkarılacağı şekilde kullansa ve her defasında parmak izlerini kontrol edip her birinin DNA örneğini alsaydı masum insanları incelemekle bu kadar vakit kaybetmeyecekti.
Örneğin, yakın zamanda önemli bir başarı, dünyanın en büyük önlenebilir körlük nedeni olan diyabetik retinopatiyi tarayan bir algoritma geliştiren Google Brain ekibinden geldi.
Anlamadığımız her şeye aşırı güvenme eğilimi duymamıza karşın, bir algoritmanın hata yapabileceğini öğrendiğimiz anda, onu tamamen yok sayarak kendi hatalı yargımıza bel bağlama gibi can sıkıcı bir huya da sahibiz.