Selamun aleyküm 1K okuyucuları.
Kitap adı üstünde olduğu gibi "Çin işkenceleri" ni tüm çıplaklığı ile anlatılıyor.
Çoğu yerde gözyaşlarımı tutamadım ve hıçkıra hıçkıra ağladım.
Belki o işkenceleri ben yaşamadım lakin onların acısını taa yüreğimin derinliklerinde yaşadım, hissettim.
Bir roman değil, gerçek üstü bir şey bu kitap.
Hâlâ yüreğinde bir nebze merhamet taşıyan insan acı içinde okuyup gecelerce uyuyamayacak.
Çünkü bende durum öyleydi.
Kitabın 208. Sayfasında şöyle yazıyordu: ❝Takma isim kullandık bu defa, ama duygularımız takma değildi, gerçeğin ta kendisiydi, tecrübenin tecrübesiydi.❞
Ve şunu söylemeliyim ki hâlâ Türkistan Çin'in zulmü altında ve dünya buna üç maymunu oynuyor.
Ve ben biliyorum ki bunun hesabını hepimiz çok ağır ödeyeceğiz...
Bu kitabı okuyun okutturun. Artık "Müslümanım" diyen herkesin dindaşlarımız için elini taşın altına koyma vakti geldi.
Sende Doğu Türkistan için bir şeyler yapmaya ne dersin?
Son olarak kitabın sonunu yazarak bitirmek istiyorum.
❝Hey dünya! Şiirler, sloganlar yetmez! Uyan ve sesimize kulak ver!
Doğu Türkistan'ın Batı Türkistan'ın ezilen, yok edilen bir ulusun ve kimliğin mazlum sesine kulak ver!
Dinsizliğin iki çocuğu olan kapitalizmi de komünizmi de gördük ve onları yaşadık. Özellikle komünizmi biz biliriz. Siz duydunuz, ama biz onu yaşadık!
Hatta biz o kadar iyi biliyoruz ki, Marks ve Lenin bile Komünizmin sonuçlarını bizim kadar yakından göremedi.❞
Selam ve duâ ile